Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

2 Çocuk Annesinin Ankara’sı Peyzaj Mimarları Odası ile İmtihan

2 Çocuk Annesinin Ankara’sı Peyzaj Mimarları Odası ile İmtihan

Kısaca

Mesleki odalar politik baskılar sonucunda, istemedikleri bir şekilde, olmak istemedikleri bir yerde olabilirler. Fakat, neyi nasıl yaptıkları da tamamen "Politik Zeminle ilişkilendirilemez; kendi seçimlerini de yapabilirler. Aşağıdakileri, bir Oda üyesine neleri, nasıl yapmamalı şeklinde okuyabilirsiniz.

18 Mayıs 2016 günü 4. İcra Müdürlüğünden gelen bir zarf ile TMMOB Peyzaj Mimarları Odasına (bundan sonra PMO) ödemediğim üyelik aidatı borcumdan dolayı icraya verildiğimi öğrendim. Belirteyim bu zarfı aldığım gün, 4 yıldır işsiz ve 9 yıldır Peyzaj Mimarlığı ile ilgili hiçbir şey yapamayan biriydim! Ödemem ya da mal beyanı yapmam gerektiği yazıyordu.

İlk Temas

Türkiye’nin en iyi Peyzaj Mimarlarından bir hoca, Oda başkanını aradı. El cevap; ‘artık olay bizden çıktı, olay üyeyle-avukat arasında.’ Halkla İlişkiler, PR ismini almış yürümüşken, bir oda üyesinin yanından asla ayrılmamalıyken, bu cümle nasıl da rahat söyleniyor ve bu süreç sonuna kadar kati surette nasıl da aynı kısır döngüde devam ediyor; aşağıda göreceksiniz.

Bunun üzerine, çok içten şekilde bir yazı yazdım ve – herkese açık olmayan– Solfasol e-posta grubuna bunu yolladım. Mağdur olduğumu ve her türlü bilgi/görüşe açık olduğumu da ekledim. Odaya gitme fikri gelse de aklıma, önce haklarımı bilmem gerekiyordu, Oda kendi avukatıyla beni yalnız bırakmıştı. Ayrıca belirtmeliyim, çocuklu insanlar öyle her istedikleri şeyi hemen ve hızlıca yapamaz.

Oda ile Üye Arasına Girilir mi?

24 Mayıs 2017 günü, Odayı aradım -sevdiğim bir PMO çalışanına- dedim ki; İcraya gitmek istemiyorum, peşin ödeyeyim, indirim yapın! Hadi indirimden geçtim, icraya gitmek istemiyorum! Hayır, dediler; bu sadece avukatla sizin aranızda! Sizi icraya vermeseydik oda başkanımız ağır ceza mahkemesinde yargılanırdı diye de eklediler.

Tekrar bir yalnızlık hissi sonrası konuştuğum kişi
bana avukatlık bürosundaki ilgili kişinin ismini verdi muhattabımı belirlemiş oldu. Tabii ki, odayı koruyacak avukatlık bürosundan (aksi hali suç teşkil ediyor olmalı); aynı şekilde bir hayır aldım. Ayrıca, vatandas. uyap.gov.tr sitesinden borcumu ödeyebileceğimi, taksit istersem bu adresten başka bir siteye yönlendirildiğimi de öğrenmiş oldum. Fakat, bana verilmiş olan yasal 7 günlük ödeme süresinin içinde borcum 1.920.27 TL görünüyordu ama bana gelen icra kağıdında 1.896,26 TL yazıyordu!

4. İcra...

1 Haziran 2017 günü, 4. İcra Müdürlüğüne gittim, çünkü gerçekten de Oda ve avukat dışında sadece orada olabilirdi; en bağımsız bilgi.

İcra Müdürlüğü kocaman bir bina ve içinde oda oda ayrılmış İcra daireleri var. Herkes çalışıyor, konuşuyor, yürüyor, dinliyor, boş duran oluruna bırakılmış hiçbir şey yok gibi... ’Devlet memuru’ gibi küçümseme laflarını kullananlar, bir gün buraya gitmeli. Çalışanlar çok hızlı ve düzgün görünüyor. Buraya 2,5 yaşındaki oğlum Güney ile gittiğim için belki de –hemen ortamda fark edildik– ben kapıdan girerken ilgili memura yaklaştığımda; A. Özge Hanım, avukatla görüştünüz mü dedi! 2 metre ileriden kağıdımdaki dosya numarasını gördüğü için onu tekrar tebrik ediyorum! Görüştüm indirim yapmıyor dedim ve lütfen bana şu an ne kadar borcum var söyler misiniz derken o çoktan gerekli çıktıyı uzattı.

Aynı binadaki Vakıfbank’ta ödeyebileyeceğimi söyledi. Hepsi bu kadar, dedi.

İcra Müdürlüğüne girerken, kadın güvenlik görevlisi, Güney’in de üstünü aradı, görevli çok tatlıydı kesinlikle ona kendini kötü hissettirmedi, yine de ben kendimi çok kötü hissettim, yavrum dedim içimden, sonra da üzülerek okuduğumuz, cezaevinde babalarını görebilmek için pantolonunu çıkarmak zorunda kalan çocuklar geldi aklıma, sonra da onlar ve anneleri için üzüldüm.

Kendimi En Güvende

Hissettiğim Yer: Noter!

16 Haziran 2017 günü, zorunlu olarak ödediğim üyelik aidatı 2017 Aralık ayına kadar olmasına rağmen noterden, Odaya üyeliğimi silmeleri için ihtarname yolladım. Gerekirse, Odaya tekrar üye olabilirim ve tekrar icraya verilirsem elimde artık bir yasal kağıt var, kaybetsem de Noter saklı tutar! İçim rahatladı!

Ne garip, mesleki birlik korunmak içinken ben kendimi korumak için Odadan ayrıldım.

Not: Odadan beni telefonla aramışlar ama çok eski bir telefonum kayıtlı olduğu için ulaşamamışlar, bana gerekli tebliğleri yolladıklarını söylediler ama ben bunları matbu evrak sandım hatta okumadım bile, yazı da yazsam çizgi de çizsem bizim yazılı bir gelenekten önce sözlü bir geleneğimiz var.

Ayrıca, Oda benim onlarda kayıtlı olmayan adresime ulaşmışken telefonumu da bulabilirdi, mezun olduğum okula bir mail atsa bile beni bulurlardı, ama borçlu binlerce olunca değersizleşiyoruz belki de...

Böyle Şeylere Yer Yok!

Birincisi üzülmek. İkincisi yoldan dönmek.

Çünkü bu işler yasal! Fakat, bankalar bile anlaşırken, belediyeler, vergi daireleri uzlaşmaya giderken, PMO
ile böyle bir süreç yürümedi. Mantıklı olan tahsilat işleminin gerçekleşmesi mi? Yola çıkmışlar bari uzlaşma falan olmadan çizdikleri yoldan şaşmamak mı, ne pahasına olursa olsun?

Ayrıca, PMO’ya faiz almadığı için teşekkür etmem gerekiyormuş (bunu matematiksel olarak ben hesaplayamadım, çünkü bu para, benim gözümde, kazanılmamış kazanç yani ranttır. Değilse bile ben öyle hissettim. Çünkü ben

Peyzaj Mimarlığından para kazanamayan bir bireyim ve bu sektörde çalışabilmek için öncesinde çok da çabaladım. Ne pahasına olursa olsun yapılmış bir tahsilat karşısında, tabii ki benim ödememek gibi

bir tercihim olabilirdi ama ben bu yoldan gitmedim. Öldüğümde, çocuklarıma, yılda yüzde 9 faizle işlemiş bir borç bırakmak istemedim.

Hala Garip Gelenler...

PMO internet sayfasında bir bölüm var; Oda üyeliğinden ayrılanlar diye; övünülecek bir şey değil ki bu! Üye sayısının çok olması istenilen bir şeydir. Neden böyle bir şey var? Acaba benim ismimi de oraya bana sormadan mı yazacaklar? Buna hakları var mı?

Bu yolda bir avukat bana laf anlatırken; tabii ki bu benim yorumum demişti, yani tek bir doğru ve tek bir yol yok. PMO ise bunun tek bir yolu varmış gibi hareket ediyor...

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış