Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Ankara’nın İftiharı Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali Rüştünü İspat Etti!

Kadın hakları alanında mücadele veren Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği tarafından her yıl düzenlenen Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin 18’incisi, bu yıl 8-18 Mayıs tarihleri arasında Büyülü Fener Sineması’ndaydı. Festivalin açılış töreni ise 8 Mayıs akşamı Ankara Opera ve Balesi Binasında yapıldı.

Ankara’nın İftiharı Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali Rüştünü İspat Etti!

Oyuncu Başak Daşman ve Yetkin Dikinciler’in sunduğu açılış programında, aynı gün hayatını kaybeden tiyatro ve sinema sanatçısı Zeki Alasya anıldığında gözlerimizden yaşlar geldi; ama bu kez gülmekten değil.

Onsekiz yaş; gençliğin, yetişkin olmanın ve bazı konularda ehil olmanın yaşı. O nedenle bu yılki festivalin teması, gençler ve kendisini genç hissedenlere odaklanan “18’in Halleri” idi. Festival kapsamında “5 Dakikada 18 Kısa Film Yarışması” temalı kısa film yarışması düzenlenmişti. Ancak festivalin jürisi, yarışmaya başvuran tüm filmleri “kazanan” ilan etti ve görevden çekilme kararı aldığını açıkladı. Son dönemde film festivallerinde gösterime girememiş ve giremeyecek filmlerle dayanışmak için çekilme kararı aldığını açıklayan jüri üyeleri “Umuyoruz ki yaşanan sıkıntılar boşa gitmeyecek; engelleyici değil, destekleyici yasalarla her şeye rağmen sinema sanatı ve festivaller devam edecek”mdedi. Berrin Balay, Eren Yüksel, Andreas Treske, Pelin Anılan (Genç Kurul Üyesi) ve İdil Kandil’in (Genç Kurul Üyesi) yer aldığı jürinin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Daha önce bu yarışmaya başvurmuş olan filmleri ve tüm kısa film ve belgeselcileri; festivaller dışında hiçbir gösterim şansı bulamadıkları halde, hala bu ülkede film yapmaya devam ettikleri için ‘kazanan’ ilan ediyoruz.”

Bilindiği gibi, bu yıl Nisan ayında düzenlenen 34. İstanbul Film Festivali’nde Ertuğrul Mavioğlu ile Çayan Demirel’in “Bir Gerilla Belgeseli Bakur/Kuzey” adlı belgesel filminin gösterimi, Eser İşletim Belgesi olmadığı gerekçesiyle, planlanan gösterim tarihinden bir gün önce engellenmiş; bu durum, sinemacıların filmlerini festivalden çekmesi ve yarışmaların iptal olmasıyla sonuçlanmıştı. Ardından Ankara Film Festivali, belgesel ve kısa film yarışmalarının iptal edildiğini duyurmuştu.

Festivalin her yılki danışma kuruluna ilave olarak bu yıl 18-24 yaş arası
11 gençten oluşan bir Genç Kurul oluşturulmuştu. Genç Kurulun Başkanı, oyuncu Damla Sönmez, açılış konuşmasında, festivalin bu yılki temasının “Gülmek, direnmektir” olduğunu dile getirerek, “Zeki Alasya’nın öğrettiği gibi gülmeye ve güldürmeye devam edeceğiz” dedi.

Her yıl kadınların emek verdiği, kadınlara dair filmlerin yer aldığı festivalde, bu yıl; Bilge Olgaç Başarı Ödülü’ne, kurgu dalında 2010 yılı Altın Portakal sahibi Aylin Zoi, görüntü yönetmenliği dalında Canavarlar Sofrası, Kusursuzlar ve Karışık Kaset filmlerinin kamera

arkasında yer alan Deniz Eyüpoğlu, senaryo dalında kadın kimliğine dair sorunlara eğilen Kusursuzlar filminin senaryosuyla Emine Yıldırım layık görüldü.

Tema Ödülü’nü 94 yaşındaki Prof. Dr. Nermin Abadan Unat aldı. Profesör Unat’ın 1921 yılında Viyana’da başlayan yaşam öyküsünü, 14 yaşında babasının ölümünden sonra eğitimini devam ettirebilmek için Türkiye Büyükelçiliği’ne başvurarak Türkiye’ye gelişini, ondan sonra hep yoğun bir çalışma ve sonucunda başarılarla yükselen kariyer basamaklarını ilgiyle dinledik.

Unat, ödülünü aralarında Profesör Serpil Sancar, Profesör Feride
Acar, Profesör Yıldız Ecevit’in de bulunduğu kadın öğrencilerinin elinden aldı ve seyirciler tarafından ayakta alkışlandı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinin ilk kadın öğretim görevlisi olarak, erkek egemenliğini kırdığını dile getiren “Savaşın Gölgesinde”, “Yüzleşme”, “Kadın/Yaşam/Özgürlük”, “Fotoğraf Üzerine”, “Pembesiz Mavisiz: Pembe Hayat Kuirfest Seçkisi”,“Türkiye’den”, “American Film Showcase”, “en gerçek: Belgeseller”, “Kısa Olmazsa Olmaz”, “Kadın-Erkek Eşitliği Hakkında Her Şey”, “En Hayaletler: Canlandırmalar”, “Tricky Women Uluslararası Animasyon Film Festivali Seçkisi” başlıklı bölümler altında 31 uzun metrajlı film, 47 kısa film, 39 belgesel ve 16 canlandırma olmak üzere toplam 133 film izleme fırsatı buldu Ankara’lılar...

Festival boyunca Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yer alan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” konulu uluslararası karikatür sergisi güldürürken düşündürdü izleyenleri. Gülmenin bulaşıcı olduğunu, gülmenin direnmek olduğunu hatırlattı.

Festival kapsamında ayrıca Çiğdem Borucu’nun yürütücülüğünde düzenlenen Kadınlar için Film Müzikleri Atölyesi, Talat Ulusoy

ve Asuman Susam tarafından yürütülen Yüzleşme Atölyesine yer verilmişti. Bunlara ilave olarak öyle bir atölye vardı ki tam “ilaç gibi”... “Aslında yaratıcıyım ama...” deyip de nereden başlayacağını bilemeyenler, bazen de başlayıp sonunu getiremeyenler için Gülden Treske, Berrin Balay ve Andre Treske’nin doktorluk yaptığı SineTabip atölye çalışmasında, yaratıcı fikri olduğu halde bunu bir türlü düzenleyemeyenlerin dertlerine, derman olunmaya çalışıldı. Zeynep Özbatur Atakan tarafından tasarlanan Senaryo
ve Proje Geliştirme Atölyesi ise, sinemacılarla kadın hikayeleri üretmeyi, tasarlamayı ve hayata geçirmeyi hedeflemekteydi.

Festivalin sonunda ise FIBRESCI ödülüne Ronit Elkabetz, Shlomi Elkabetz’in yönetmenliğini yaptığı, İsrail’de boşanmanın

zorluğunun anlatıldığı “Gett/İsrail Usulü Boşanma” filmi layık görüldü. Filmi daha önce bir festivalde izlemiştim ve minimalist anlatımına, neredeyse bir tiyatro gibi iki mekan arasına sınırlanmış, dekor ve kostümden yoksun yapısına rağmen, kadının evlilik içine sıkışmışlığını, artık sevmediği kocasından

bir türlü boşanamamasını ve kurtulamamasını soluksuz izlediğim bu filmi unutamamıştım.

Genç kadın oyuncuları yüreklendirmek, onların sinema yolculuklarını destekleyerek bu alandaki üretimlerini ve Türkiye sinemasında kadınlara yönelik güçlü kadın karakterlerin yaratılmasını teşvik etmek amacıyla “Uçan Süpürge Genç Cadı Ödülü”, yönetmenliğini Görkem Şarkan’ın yaptığı, Nergis Hanım filmindeki “Bahar” karakteri ile,oyuncu Begüm Akkaya’ya verildi.

Bu yıl Festival dışındaki ilginç olaylardan biri, festivale paralel olarak hemen hemen aynı tarihlerde, 10-24 Mayıs arasında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, ailenin önemi konusunda farkındalık ve bilinç oluşturmak amacıyla aynı mahalledeki başka bir sinemada “1. Uluslararası Aile Filmleri Festivali’’nin gerçekleştirilmesiydi.

Unat, 18 yaşındaki ruhuyla, emekli olduktan sonra dahi herkesin “hayata tuğla koyması” gerektiğini söyledi. Öğrencilerini seyircilere kişisel özellikleri ve başarıları ile tek tek tanıtan Unat, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin mimarı Halime Güner’i de sahneye davet etmeyi ve kutlamayı unutmadı.

“Hep 18” kalabilmeye örnek bir yaşam ve sanat pratiğine sahip olmasının yanı sıra, toplumsal cinsiyet kalıplarına sıkışmayı reddederek “Adım Kadın” diyen ve müzikten sinemaya ve dizi sektörüne bir çok alanda varlığıyla akıllara kazınan sanatçı Hümeyra, Onur Ödülü’ne layık görüldü. Hümeyra, “Ödülü, sinemaya gönül vermiş, tüm zorluklarına rağmen devam eden tüm kadınlar adına alıyorum” dedi.

Şarkıcı Kalben de, kadın olma
haline dair hem kendisinin yazdığı şarkıları hem de Hümeyra’nın şarkılarını gitarıyla ve duygulu sesiyle seslendirerek kalplerimize seslendi.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış