Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Ayrancım Gazetesi Komşuluğun ve Mahallenin İzini Sürecek

Amerikan Büyükelçiliği’nin önünden girilen ve Güvenlik Caddesi ile devam eden Remzi Oğuz Arık mahallesi bildiğiniz gibi Ayrancı’nın girişi, kapısı sayılabilecek bir mahalle. Buranın ele avuca sığmayan, deli fişek muhtarı Süleyman Demircan yıllardır nasıl farklı bir muhtarlık yapabilirim diye çabalıyordu. 90’ların ortasında el yordamıyla hazırladığı, fotokopiyle çoğalttığı bir mahalle bülteni çıkarmaya başladı. Amatör hevesi öyle sevildi ki, yıllarca bu sevdasını sürdürdü. Ta ki, maliyeden bir ceza makbuzu gelene kadar. Bu makbuzla muhtara hem cezayı ödettiler, hem de bülteni kapattılar.

Ayrancım Gazetesi Komşuluğun ve Mahallenin İzini Sürecek

Bizlerin Ayrancıyla tanışıklığının da, Solfasol’ün kuruluş fikrinin de arkasında biraz da bu mahalle gazeteciliği macerası vardır. Solfasol’ü kuranlar, ismini koyan, emek veren isimler o bültenin gölgesini, tozunu taşıdılar buraya. Aynı Seğmenlerin, Yeni Sahnenin, Kuğulu mücadelesinin Mimarlar Derneğinin, Engürü kahvenin izleri gibi...

Zaman içerisinde bu deneyim bir doygunluk vermeyince, Süleyman muhtar Ayrancı’nın diğer muhtarlarını da etkileyerek 27 Ağustos 2017 tarihinde bu bülteni yeniden çıkarma, büyütme fikrini açtı bizlere. Dayanışmanın bin türlüsü vardı Ayrancı’da. Güldane ve Seviye muhtarlarımızda kendi mahallelerinde ele avuca gelmez işler yapıyorlardı. Her sene ayakkabılar, botlar, paltolar, defterler, kitaplar toplanıyor, Adıyaman’dan girip, Sivas’tan çıkılıyor, köyler, okullar, çocuklar donatılıyor.

Sonuçta hatalardan ders çıkarmak insani bir meziyet...

Konu yayın olunca, şapkamızı önümüze koyup uzun uzun düşünmek zorunda kaldık. Bir yayın yapmak için önce bunun bir sahibi olacak, bir yerden idare edilecek, idare yerine kira, kiraya stopaj ödenecek. Basılması için matbaaya para verilecek. Vergi dairesine beyanname, beyanname için muhasebeci, muhasebeci için ücret gerekecek. Basın savcılığı, vergi dairesi vesaire derken bu konuşmalarımız zaman içerisinde evrilip geldi, Eylül 2018’de bir dernek çalışmasına dönüştü. Yerel seçimlere daha altı ay vardı, derneğin tüzüğünü hazırlayarak başvurumuzu yapmaya karar verdik. Bir mahalle bülteninin peşinden giden yolculuk sonunda 1 Ağustos 2019 tarihinde Ayrancım Derneği kuruluşu ile tamamlandı.

Ankara’da mahalle, semt dernekçiliği yeni değil aslında. Şu anda buna öncülük edenlerden Çiğdemim Derneği 12 Nisan 1996’da, Kavaklıderem Derneği de birkaç ay sonra 20 Kasım 1996’da kurulmuş. Yani arkasında çeyrek asırlık bir deneyim ve birikim var.

Biz bu deneyimin izinden gidiyoruz. Ayrancı semtindeki 5 mahalleyi içeren, öncelikli olarak kent kültürünü geliştirmeyi hedefleyen ve “bu duyguları paylaşan” komşularımızla bir dayanışmayı filizlendirmeyi amaçlayan bir çalışmanın içindeyiz.

Yarışmacı değiliz, kimin daha hızlı koştuğuna bakmıyoruz, bilek güreşine girişmiyoruz. Kimi iyi bir şey yapmak isterse yardım edeceğiz. Tek başımıza yönetmeye girişmeyeceğiz. Yanlış yapıldığı yerde uyarmak görevimiz olacak. Karanlığa konuşanlardan olmayacağız ama çokça dinleyeceğiz. Ayrancı’nın makul yaşantısına rahatsızlık vermeyeceğiz. Yenilikçi bir dayanışma yaratmaya, iyilikçi bir komşuluk yapmaya gayretimiz olacak. İğde ağacının kokusunu arayacağız ama manolyalar, erguvanlar var mahallemizde, kıymetini bileceğiz. Cumhuriyetin heyecanı, bağların bereketi, çok kültürlü bir yaşamın izi var onun da farkındayız. Bilenleri dinleyip, yazanları okuyacağız. Semtin ruhunu anlayan gençliği yaşatmaya, deneyimlerin peşinden gitmeye gönüllüyüz. Sanatı, kitabı, antikayı, esnaflığı, sokağı seviyoruz. Çay meraklısı olduğumuz kadar kahvenin de delisiyiz.

Herkesin bir komşuya, hepimizin bir mahalleye ihtiyacı var. Ayrancım gazetesi semtin tarihini, kültürünü, komşuluk ve mahalle anlayışını aktarmaya gayret edecek. Kent kültürünün izini sürecek. Semt gazeteciliği yapacak ama gözümüz hep şehrin üzerinde olacak. Bu bir yolculuk sonuçta, yalnız yolculuk edecek değiliz, sohbete, muhabbete, yola ve yolculuğumuza eşlik edeceklerle birlikte olacağız.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış

İlginizi Çekebilir