Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Baykuşlar ve Diğerleri

Kara bulutlar çökmüş ve bu şehrin üstünden hiç kalkıp gitmeyecekmiş gibi hissediyor musunuz siz de? Esir şehrin insanlarıyız diye bir karamsarlıkla Kızılay’ın keşmekeşinde bir türlü gelmeyen otobüsü bekleyerek, her gün çoğalan araçlara ve binalara bakarak öfkeleniyor musunuz?

Baykuşlar ve Diğerleri

Böyle bir ruh haliyle baykuş figürlerine tutkun bir dostumuza hediye almak üzere Ulus civarına yolumuz düştü geçen haftalarda. Öyle bir yer keşfettik ki, üstümüzden o karamsarlığı alıp bizi baykuşun imgesi peşinde bambaşka yerlere sürükledi.

Ulus’ta Salman Sokak’ta bir pasajda bulunan bir kısmı kapanmış dükkanların arasında öncelikle adıyla dikkati çeken Baykuşlar ve Diğerleri Koleksiyon Evi’nden söz ediyorum. Dünyanın birçok şehrinden üzerine baykuş konmuş bir sürü nesne bulmak ve sürekli şaşırmak mümkün bu minik evrende. Yunanistan’dan Athena baykuşlu bir kağıtlık, Sovyet işi cam nesneler, paralar, biblolar. Belli ki baykuş birçok insana ilham vermiş. Ahmet Çomak bütün bu nesneleri büyük bir sevgiyle biriktiren ve merakla baktığınızı fark ederse hikayesini zevkle paylaşmanın yanı sıra bir de baykuş adını verdiği bitki çayı ile ev sahipliğini iyice hissettiren bir koleksiyoner.

Titizlikle biriktirdiği nesneler zaman gelip eve sığmaz olunca bu ilginin yarattığı zenginliği ve sevdiği şehre katacağı derinliği paylaşmanın güzel olacağını düşünmüş. Ayrıntıya düşkün insan her zaman bir yerlerde bir giz, göz kırpan bir detay bulur ya, Ahmet Bey’le söyleşmek de böyle gizlere yapılan bir yolculukmuş gibi bir his veriyor doğrusu. “Ambleminde baykuş olan üniversitemiz hangisidir” diye soruyor, bu sorunun cevabı onun baykuşla muhabbetinin başlangıcına da denk düşüyor.

Düşünmenin, bilgeliğin sembolü baykuşa büyük haksızlık edildiğini, olumsuz önyargıları yıkmanın yolunun ise sözel ve görsel sunumlar yapmak olduğunu düşünerek tutkusunu Ankaralılarla paylaşıyor Ahmet Bey. Çok sabırlı olursanız ve heyecanına ortak olursanız doğanın sürprizi bir baykuş objeciğini görme şansınız artar, bizden söylemesi. Evet baykuş ortaklaştıran, en çok karşınıza çıkan figür ancak, geçmişe götürecek birçok başka obje ile de buluşuyorsunuz burada.

Velhasıl kelam kendinize bir hediye vermek istiyorsanız, şöyle bir kuşun peşinde dünya gezmelisinden, burayı görün deriz. Bu arada Mimar Sinan Üniversitesi’nin amblemindeki baykuşu siz de fark etmemiştiniz, değil mi?

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış