Bu eylemin bize anlattığı iki önemli nokta var. İlki hak temelli bir engelli politikasının hâlâ sindirilememiş olması. Şunu gördük ki dilde, her ne kadar hak temelli bir politika izlendiği belirtilse de bakış açısı kolay kolay değişmiyor, teori, pratiğe uymuyor ve ortaya sadece yardım alan/isteyen engelli dernekleri ve buna uygun davranan siyasiler çıkıyor. İşin özündeki temel sorun bu. Bir diğer nokta ise yapılan her eleştirinin "ihanet" sayılması ve eleştiriyi sindirip sorunu gidermeye çalışmak yerine eleştirene saldıran bir hâl sonucu doğan politik savrulma. Öyle ki yerel seçimlerin hemen ardından gelen eylemin CHP’nin kazanımlarına leke süreceği iddiasıyla Ramazan ve Celal'in eylemi uzun süre görmezden gelindi, gözardı edildi ardından yaftalandı, suçlandı.
Sol-sosyalist çevreler de sınıfta kaldı
Sadece CHP değil pek çok sol, sosyalist örgüt de benzer bir his ile sessizliğe gömüldü, Celal ve Ramazan'ı ziyaret edip dertlerini sormaktan bile imtina ettiler. Açık ki, bu iki sorunun giderilmesi için çaba sarf edildiğinde yani hak temelli bir yaklaşım ve eleştiriyi doğru yerden okumak, gerçek anlamda bir değişimi başlatacaktır.
Dilenerek değil direnerek...
Konuyu daha iyi anlamak için olayın arka planına bir bakalım: Adana Genç Engelliler Spor Kulübü Derneği’ne tahsis edilen arazideki spor tesisinin iki yılı aşkın süredir tamamlanmaması, Adana'daki CHP'li belediyelerce karşılanan dernek elektriğinin kesilmesi ve kullandıkları servis aracının yakıtının verilmemesi üzerine dernek ve Adana belediyeleri arasında anlaşmazlık yaşandı. 20 Eylül günü dernek kurucularından Celal Karadoğan ile Ramazan Uçar, bu anlaşmazlığı çözmek adına Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek için CHP Genel Merkezi’ne geldiler. Burada yerel yönetim birimi ve Genel Başkan Başdanışmanı Deniz Demir ile görüşebildiler. Danışmanın kendilerini dinlediğini ve haklı bulduğunu söyleyen Karadoğan ve Uçar, danışmanın kendilerinden, isteklerini ve bu istekler gerçekleşmezse açlık grevine başlayacaklarını da belirten bir e-posta göndermelerini ve bu notu bizzat kendisinin Kemal Kılıçdaroğlu’na ileteceğini söylemesi üzerine oradan ayrıldılar. 21 Eylül olan ertesi gün ise Deniz Demir’in yoğunluk nedeniyle Kılıçdaroğlu’na ulaşamaması ve durumu Kılıçdaroğlu’nun kendisine değil de özel kalemine iletmesi ile yine sonuç alamayacaklarını düşünen Karadoğan ve Uçar akşam saatlerinde CHP Genel Merkez önündeki açlık grevlerini başlattılar. Bu eylem ile 11 gün sürecek olan kriz ortamı da başlamış oldu.
Celal Karadoğan ve Ramazan Uçar ile CHP Genel Merkezi önündeki eylemleri hakkında video röportaj için:
İktidarda olmaya alışmak...
Tesis arazisini verenin ve bitmesine ilişkin protokolün muhattabının CHP Belediyeleri olması ve bunun yanı sıra tesisin temelinin K. Kılıçdaroğlu tarafından atılmasından dolayı eylemi CHP Genel Merkez önünde yapan aktivistler sosyal medyadan olumlu-olumsuz oldukça çok tepki topladılar. Bu süre zarfında Ramazan Uçar rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Ardından ikili önce CHP’den gelen şikayet üzerine gözaltına alındı, hemen ardından şikayetin geri alınması üzerine serbest bırakıldılar. Talepleri K. Kılıçdaroğlu ile görüşüp kendisine durumu ve uğradıkları haksızlığı aktarmak olan eylemcilerden Ramazan Uçar 9. gün, sağlık koşullarının el vermemesi üzerine açlık grevini sonlandırıp Adana’ya dönmek zorunda kaldı. Hak temelli bir engelli politikasına duyulan ihtiyaçtan dem vurarak spor tesisi ile yapmak istediklerinin kız- oğlan, engelli-engelsiz, Türkiyeli-mülteci ayrımına düşmeden gençlerin hayata tutunmasını, meslek sahibi olmalarını sağlamak olduğunu ısrarla vurguladılar. Sporun özellikle engelli bireyler için dönüştürücü etkisini kendi hayatlarından örnekler vererek akratan Uçar ve Karadoğan bu tesis sayesinde pek çok gence dokunabileceklerini her fırsatta söylediler. Eylemin 11. günü olan 2 Ekim sabahı Celal Karadoğan “Bu eylemden vazgeçeceğimi düşünenler çok yanılıyorsunuz. Bütün hayatım bedel ödeyerek geçti. Hak arayan diğer herkes gibi hayatım hiçbir zaman güllük gülistanlık olmadı. Bugün bir bedel daha ödemem gerekiyorsa, öderim.” diyerek haklı talepleri yerine getirilene kadar yılmayacağını söyledi.
"11 günlük sessizlik Veli Saçılık ve CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker’in verdiği ses ile bozuldu ve çözüme doğru bir adım atıldı"
11 günlük sessizlik bu sözler üzerine bozuldu. Aynı günün akşamı Veli Saçılık ve CHP İstanbulMilletvekili Dr. Ali Şeker’in arabuluculuk etmesi ile tesis ve derneğe ilişkin talepler Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tarafından kabul edildi. Bunun üzerine eyleme son veren Karadoğan kurmak istedikleri tesisin gelecek projeler açısından öncü olacağını belirtti.
Celal Karadoğan: Bu eylemden vazgeçeceğimi düşünenler çok yanılıyorsunuz. Bütün hayatım bedel ödeyerek geçti. Hak arayan diğer herkes gibi hayatım hiçbir zaman güllük gülistanlık olmadı. Bugün bir bedel daha ödemem gerekiyorsa, öderim.
Diğer engelli derneklerinin aksine yardım talebinde bulunmak yerine kendi kaynaklarını yaratarak sürekliliği olan, kendine yeten bir tesis kurmak istediklerinin altını çizen Karadoğan, dünya genelinde STK’ların da bu biçimde şekillendiğini belirtti. Sahanın gündüzleri gençleri eğitebilecekleri ücretsiz bir spor akademisi olarak kullanılacağını, akşamları ise şeffaflık ilkesi ile işletmeye açılarak yine engellilerin istihdam edildiği ve bu sayede kendine yeter bir tesis olacağını anlattı. Dernek mücadelelerinin sonucu olarak belediye ile elektrik ve yakıt protokolü imzaladılar. Tesisin tamamlanması ile ilgili girişimler ise sürüyor.
Yorumlar (0)