Ankara’da yerel basını ararken Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne gitmeden olmazdı. Yerel basında hiç çalışmamış olsa da 1975’ten bu yana Ankara’da gazetecilik yapan Dernek Başkanı Ahmet Abakay’ın söyleyeceği çok şey olacağını tahmin ediyorduk. Abakay ile başladığımız söyleşi bir süre sonra Dernek Yönetimi’nden Ekrem Meral ve Nurşen Tekin’in de katılımı ile keyi'i bir sohbete dönüştü. Maltepe’deki Dernek merkezinde ziyaret ettiğimiz Ahmet Abakay’dan şu hikayeyi bize bir baştan anlatmasını istedik.
Şöyle başladı Ahmet abi; “Yerel basında hiç çalışmadım. 75’te basın yayını bitirdiğimde Kızılay’da bir haber ajansında başladım. O zamanlar Rüzgarlı Sokak diye bir olay hala vardı.” derken Ekrem Meral girdi araya: “Herkes Ankara’da Rüzgarlı’yı ilk zanneder. Oysa Rüzgarlı’dan önce Posta Caddesidir Türkiye’deki basının merkezi. Onu kimse bilmez.”
“Zeki Müren Vuruldu” Haberciliği
“Karıştırma oraları” diye sözü havada kaptı Abakay “kim kaldı ki oraları bilen?” dedi ve devam etti. “Rüzgarlı Sokakta bir sürü yerel gazete çıkardı. Ama pek çoğu da naylon gazeteydi. Yani çok satışı olmayan, magazin ve siyasi magazin ağırlıklı. Sadece Ulus’ta ve Kızılay’da dağıtırlardı. Örneğin bir haber çıkardı, “Zeki Müren vuruldu” diye. Herkes alırdı gazeteyi. Sonra anlaşılırdı ki Zeki Müren birisine vurulmuş.” Patronların eşine dostuna basın kartı almak için kurduğu gazeteler olduğunun altını çiziyor Abakay bunların. Ama bunların dışında ciddi yayınlar da olduğunu söylerken Meral’le paslaşarak bir çırpıda sıralamaya başlıyorlar Ankara’da çıkmış gazeteleri: “Bir ara Ankara Ekspres vardı, Ulus Gazetesi CHP’nin yayın organıydı. Ankara’da politik dergiler de vardı. Hasan Cemallerin Devrim Gazetesi. Metin Toker’in çıkardığı Akis vardı. Mehmet Ali Kışlalı’nın genel yayın yönetmenliği yaptığı Ankara Gazetesi vardı. Bunların hiç biri kalıcı olamadı. Ses getiren insanlardı. Cezaevlerinde yattılar. Bunların çoğu Ankara merkezli ulusal yayınlardı.”... Onlarca başka yayın adı saydılar; hiçbiri bugüne ulaşamamış olan.
Ulusal Basın Yerel Basının Gelişmesini İstemez
Laf dönüp dolaşıp yerel basına gelince soru net: Neden olmuyor? Öncelikli nedenin ulusal basınının yerel basını yaşatmak istememesi olduğunu söylüyor Abakay. “Orada, çok satan yerel bir gazete var diyelim Antep’te, büyük gazete hemen oradaki bütün kadroyu transfer eder ve ek çıkarmaya başlar.” Bununla da bitmediğini ve yerel basının küçük şehirlerde vali ve belediye başkanı ile iyi geçinmek zorunda kaldığını belirtiyor: “Oraların kralı belediye başkanı ve validir. Onlarla iyi geçinmezsen seni yaşatmazlar. İktidara yakın değilsen işin zor.”
Baskı Arttıkça, Güven Azalıyor
Medyanın iktidara teslim olduğunu, bu durumun da hem yerel, hem ulusal düzeyde basının güvenilirliğini ortadan kaldırdığını söylüyor Abakay: “İktidarın borazanı olan bir basına halk neden güvensin ki?” Bu güvensizliğin sebeplerinden birisinin de basında gündeme gelen hiç bir sorunun çözüme kavuşmuyor olması olduğunun altını çiziyor. Ciddi hak ihlallerinin gündeme geldiğini ama mağdurların durumunda olumlu bir değişiklik olmadığı için gittikçe ciddiye alınmaz olduğundan yakınıyor yazılanların. “Bu baskı ve güvensizlik çok tehlikeli basın için. Ulusal basın bile bununla başedemezken Solfasol nasıl yapacak?” diye soruyor ardından; bu soruya cevap bulmak gerek der gibi.
Bu fırsattan istifade edip lafı Ankara’ya getiriyoruz. Ankara’da durum ne, dediğimizde Abakay kentsel bilinç denen şeye inanmadığını söylüyor ısrarımıza karşı. “Yerelliğe karşı değilim ama asıl olan evrensel, ulusal bir bilinç, yerele sıkışıp kalınmamalı. Kişi, dünya ve ülke sorunları ile ilgiliyse kentle de ilgilidir.” diyor ve umutsuzluğunu ifade ederek devam ediyor. Çözüm önerisi umutsuzluğunun içinde gizli:
Yerel Bir Yayın Olacaksa Bu Politik Bir Gazete Olmalı
“Olmaz, umut yok. İdeali olmak başka bir şey ama Ankara’da olmaz bu iş. Ulusal basın bile satılmıyorken olmaz. Ankara’da ancak politik bir gazete çıkarırsanız olur. Politikayla ilgilenen kesime satabilirsiniz. Ankara’da politika ile ilgilenen geniş bir kitle var.
Keyi'i sohbetimiz bir buçuk saatten fazla sürdü. Solfasol olarak bu işin erbapları ile tanışmaktan mutlu, uyarılar ve umutsuluk içinde gizli çözüm önerileri kulağımızda karlı Ankara sokaklarına vurduk kendimizi.
“Nasıl olacak?
Solfasol bu işi nasıl yapacak?
Yorumlar (0)