Havaya salınan lifleri solunduğu taktirde yıllar içinde akciğer kanserine sebep olan asbestin kullanımı Türkiye’de 2011’den bu yana yasak. Ancak 2011 öncesi dönemde kullanılmış asbest ise çevremizde yıkılan binalar sebebiyle her sokakta her gün denetimsiz bir şekilde havaya karışıyor! Kentsel dönüşümün uygulandığı kentlerde, insan yaşamını tehdit eden ölümcül madde asbest alarm veriyor. 2011 öncesi yapılmış binaların çatı kaplamalarında, su giderlerinde, yer kaplamalarında, kazan dairelerinde ve tavan kaplamaları gibi bölümlerde yoğun asbest bulunuyor.
Toplumun büyük kesimi asbest tehdidinin boyutlarından habersizken, özel yöntemlerle sökülmesi ve bertaraf edilmesi gereken bu ölümcül madde ilçe belediyeleri ve özel sektörün denetimine terk edilmiş durumda! Asbest Yasak Ama Her Yerde! Konuyla ilgili haber bültenimize konuk olan Asbest Söküm Uzmanı Kenan Yıldız, Ankara’daki asbest tehlikesini, çalışmalarını sürdürdüğü İstanbul ile karşılaştırarak anlattı. Yıldız, ilk olarak kentsel dönüşümden kaynaklı asbeste bağlı hastalıkların önümüzdeki yıllarda hepimizi beklediğini çünkü bir şekilde bu ölümcül maddeye yoğun şekilde maruz kaldığımızı vurguladı. Yıldız, İstanbul’da raporları manipüle etmeyen az sayıda belediye ile yapmış oldukları çalışmalarda, binaların üçte ikisinde asbest olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Asbestin 2011 yılında tamamen yasaklandığını hatırlatan Yıldız, 2011 yılı öncesinde yapılmış binaların üçte ikisinde asbest tespit edildiğini, bu oranın Ankara, İzmir ve Antalya gibi metropollerde yüzde 0 olarak görüldüğüne dikkati çekti. Yıldız, İstanbul’daki çalışmalarından örnekler vererek, Ankaralıları uyardı: “Beşiktaş Karanfilköy’de 640 adet binanın envanter çalışması yapıldı. 640 binadan bertaraf edilen asbest miktarı 300 ton. Devasa bir rakam! Hatırlarsanız geçen sene kamuoyunun gündemine São Paulo gemisi gelmişti ve onlarca ton asbest günlerce konuşulmuştu. Buna bakarak sadece Karanfilköy’deki 640 binadan çıkan 300 ton çok daha önemli ama bütüne bakarsak hala çok minör bir rakam ülkemiz için.
Milyonlarca ton asbestli materyal bulunuyor yıkılın binalarda. Beşiktaş, Kadıköy, Bağcılar veya Kağıthane bölgelerinde yapılan çalışmalarda asbest oranın çok yüksek olduğunu artık biliyoruz. Elimizde veriler var. Ama eğer belediyelerin verilerini esas alacaksak sizin Ankara’da korkmanıza gerek yok. Çünkü İstanbul’da var ama sizde asbest çıkmıyor, hocam!” Sırasıyla Suçlular: İlçe Belediyeleri, Müteahhitler ve Asbest Uzmanları Özellikle Ankara’da bina yıkımlarına dair raporların manipüle edildiğini söyleyen Yıldız, İstanbul’da binaların üçte ikisinde yoğun asbest tespit edilirken Ankara’da bu oranın sıfır olmasının görevi suiistimal suçunun ispatı olduğunu belirtti ve burada suçun sırasıyla ilçe belediyelerinde, müteahhitlerde ve asbest laboratuvarları/uzmanlarında olduğunu vurguladı.
Asbest Denetimi İlçe Belediyesine Bırakılmamalı! Yıldız, sözlerine şu çağrı ile son verdi: “Asbest özel sektöre ve ilçe belediyelerine bırakılmayacak kadar önemli halk sağlığı konusudur. kesinlikle ve kesinlikle bakanlıkların denetiminde, gözetiminde olmalıdır. Özel sektöre bırakılmamalı çünkü hayatımız paradan daha değerli”.
Yorumlar (0)