Benim çocukluğumda her köyün bir delisi olurdu.
Hatay Sokağı’nın da bir Deli Murat’ı vardı. Kuzusunu yitiren koyunca, onulmaz bir yürek yarasıyla, meledi dağ bayır, birkaç yüzyıl savruldu, dönüp geldi tekrar Hatay Sokağı’na. Yarasını yalıyor şimdi dostlarıyla Hazar Evi’nde. Şair Murat Koçak...
Hatay Sokağı’nın müzik aleti çok, ama müzisyeni çok azdır. L’nin kısa kolunun uzun koluna büküldüğü yerde başlayan ve caddenin karşısına da geçemeden henüz, sokak boyu, çalgı aletleri satan mağazalar ve müzik evleri sıralıdır. Ama çalgı aletleri çalanlar, genelde Hazar Evi’nde yurtlanır.
Bakmayın şimdilerde iş yerlerinin istila ettiğine, eskilerde en fazla konutu olan sokakmış. Kimler oturmamış ki bu sokakta? Buket Uzuner, Sevim Burak, Başar Sabuncu, Erhan Pınarbaşı, Ahmet Yıldız ve niceleri...
Burhan Doğançay, Fahir Aksoy, Ahmet Kutsi Tecer, Refik Ahmet Sevengil, Azra Erdoğan Çaplı, Ayhan Sümer (Adalet Ağaoğlu’nun kardeşi)... Adalet Ağaoğlu’nun çocukluğu Hatay Sokak’ta geçmiş. Çocukluk arkadaşı Sevgi Soysal’ın ailesi, Hatay Sokağı’nın alt ucuna yakın Selanik Caddesinde otursa da, çocukluğu daha çok Hatay Sokak’ta geçer.
Sevgi Soysal. O güzelim yapıtlarıyla ölümünden sonra bilişip, okuyup, sevdiğim, o güzelim insanla tanışıklığı nasıl da isterdim... Gezegenimizdeki politik etkileri en fazla olan kitaplardan birisi olan, Karl Marx’ın o ünlü eseri Kapital’in çevirmeni, bilge insan Alâattin Bilgi için, şair Hasan Hüseyin Korkmazgil tarafındankaleme alınan, “Alâattin Ekşi Elma ve Kanyak” şiiri, Hatay Sokak’ta 1970’li yıllardaki bir sohbetlerinin yansımasıdır. Devam edelim.
O ünlü “Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım”, “O âhu bakışlara bir anda kandın gönül” gibi şarkıların bestekârı Fehmi Tokay, sokağın sağ alt girişindeki villada otururdu. Perihan Altındağ, Mualla Mukadder gibi sanatçıların uğrak yeriydi ev. Fasıllar yapılır, akşamları müzik sesleri yükselirdi sokağa.
Kızı Esin, oğlu Esen ve yeğeni Haluk Tokay da müzik insanlarıydılar. Yeğen Tokay, güzel kanun çalardı.
Karşısı Mimar Kemal İlkokulu’nun bahçesiydi ki halen de öyledir. Hemen L’nin köşesinde, şimdiki Sabancı İş Merkezi’nin yerinde, Nezihe Keşmir Apartmanı vardır. Girişi mermerdi ve sokaktaki en modern binaydı. Müzisyen ve opera sanatçısı Azra (Erdoğan) Çaplı ve yazar Refik Ahmet Sevengil bu evde otururlar, şair ve oyun yazarı Ahmet Kutsi Tecer ve Türk müziği tarihçisi Prof. Cevad Memduh Altar’ın da aralarında olduğu şahsiyetler, bu eve gelir giderdi. Bazen de Necatibey Caddesi’nin girişinde soldaki Kutlu Pastanesi’nde toplanırlardı. Buraya Cahit Sıtkı ve Ahmet Muhip Dıranas da gelirdi ve şiir dinletileri olurdu. FahriyeAbla şiiri, ilk bu pastanede okunmuştu. Necatibey girişinde sağda da Özen Pastanesi vardı.
Biz yine Hatay Sokağı’na dönecek olursak, Hemşin Apartmanı’nda, ressam ve yazar Fahir Aksoy otururdu. Orhan Veli ve Melih Cevdet, kapıdan, “hadi Fahir gel, gidiyoruz” diye seslenir, onu alır giderlerdi.
Ayhan Sümer’in dediğine göre, ressam Fahir Aksoy evinin içinde atlet ve külotla dolaşırdı...
Hemşin Apartmanı’ndan sonra boş bir arsa vardı ve sonra da Meşrutiyet Caddesi’ne bakan dükkânlar. Meşrutiyet, eskiden parke taşlı idi. (Hasan Ali Yücel, Mithatpaşa’da otururdu.)
Hemşin Apartmanı’nın karşısında ise Adalet Ağaoğlu ve üç erkek kardeşinin yaşadığı, babalarının soyadıile anılan Sümer Apartmanı vardı. Doktor olan Cazip Sümer en büyük kardeşleriydi. En küçükleri Güner Sümer, Ankara Sanat Tiyatrosu’nu kuran, Mavi Dergisi’ni çıkaran, 1977’de genç yaşta (41) kaybettikleri kardeşleriydi. “Hüzzam” diye bir piyesi Devlet Tiyatroları’nda halen oynar. “Yarın Cumartesi”, “Bozuk Düzen” gibi oyunların yazarıdır. Orhan Kemal’in eserlerini sahneye uyarlamıştır. Kardeşlerin ikincisi Adalet Ağaoğlu’dur. Ticaret hayatını babasından devralan Ayhan Sümer ise, eskiden Ulus’ta, şimdi Kızılay’da olan “Ayhan” mağazasının sahibidir. Yine bu apartmanda oturan bestekâr Rıfat Ayaydın aynı zamanda albaydır. Behiye Aksoy sıklıkla ona gelirdi ve icra yaparlardı.
Sümer Apartmanı’na bitişik, hemen aşağısındaki Şenyuva Apartmanı’nda fotoğraf sanatçısı Şakir Okur otururdu. Yine bu apartmanda oturan Orgeneral Kemalettin Gökakın o zamanlar binbaşıdır ve oğullarının adları Altay ve Oktay’dır. Fatma Arif Apartmanı da yine bu sokaktadır. Daha sonra Müşfik Kenter ile evlenecek olan piyanist Sabiha Oya ve ailesi Doğançay Apartmanı’nın en üst katında otururdu.
Doğançay Apartmanı’nın sahibi, kendisi de ressam ve fotoğraf sanatçısı olan Harita Albay Adil Doğançay, ünlü ressam Burhan Doğançay’ın babasıydı. Burhan Doğançay, aynı zamanda hukuk fakültesi mezunuydu ve Gençlerbirliği’nde futbol oynardı.
Burada bir parantez açalım. Hatay Sokağı’nın pek çok genci, o zamanlar bir yandan üniversite okur, bir yandan sanatın değişik alanlarıyla ilgilenir, bir yandan da Gençlerbirliği’nde futbol oynarlardı.
Yorumlar (0)