Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Sensiz Şu Anki Duygularım
Ancak Geçmişin Kuru Bir Kabuğu Olabilir...” Başarısız Yazar Hipolito.

Sensiz Şu Anki Duygularım
Ancak Geçmişin Kuru Bir Kabuğu Olabilir...” Başarısız Yazar Hipolito.

Jean-Pierre Jenet’nin “Le Fabuleux Destin d’Amélie Poulain” isimli filminin sonunda, “başarısız yazar” Hipolito, sokakta yanından geçip gideceği duvarda, kendi yazdığı bir cümleyle karşılaşır ve keyifle yoluna devam eder. Kadraja güzel bir kadın girer ve duvarın dibinden yürüyerek çıkar. Ne yazık ki ne onun ne de sokaktan geçen diğer insanların bu cümle ile karşılaşmalarını filmde görmeyiz. Ama hayal ederiz ve sokağı hayal etmek bile oldukça heyecan vericidir. Öte yandan sanat kamusunun“başarısız”olarak kenara ittiği Hipolito’nun gün yüzüne çıkması içimizi ferahlatır.

Avareler’in ilk büyük işi olan ve 2012 yılında gerçekleştirdikleri “40 Haramiler”isimli kaçak sergileri“diğerleri”ni de sokağa çağırmaları bakımından oldukça ilginçtir. “40 Haramiler” sergisinin hazırlık sürecinde Avareler, çevrelerine çağrıda bulunduklarında, sokakta bir şeyler yapmak isteyip de zemin arayan insanlar bu çağrıya karşılık verir. Sonunda 40 kişi bir araya gelerek gece karanlığında, otobüs duraklarındaki ışıklı panolara işlerini yerleştirirler. Herkes katılım ücreti olarak 10’ar lira vermiş, bir tür paylaşım ekonomisi ve dayanışma ile sergi masrafları karşılanmıştır. Avareler’in çıktıkları yolun rotasını belirleyen bu heyecan verici başlangıçta, işi kotarma biçimleri, şimdi AsiKeçi’nin önerdiği daha örgütlü yöntemlerin öncü bir örneği niteliğinde değerlendirilebilir. “Ankara’nın Ölüdoğası” etkinliğinin olgunlaşması ile birlikte, Avareler’in ve AsiKeçi’nin yollarının kesişmesi ise kaçınılmaz olmuştur.

AsiKeçi Ankara Sanat İnisiyatifi üyeleri ilk kez 2014 yılında bir araya gelerek, 2015 yılında yapılması planlanan “Ankara’nın Ölüdoğası”temalı sanat etkinliğinin geniş

çerçevesini belirlemiştir. Etkinliğin rotası belirlenirken
bir yandan da Avareler ile iletişime geçilerek, katılımcı
olmaları istenmiştir. Avareler, ne özel yaşamlarındaki ne de sokaktaki etkinliklerinde uzun vadeli planlar yapmayan, kentle kurdukları ilişkiyi doğaçlama karşılaşmalar üzerinden şekillendiren, konuşmadan anlaşan ve başyapıt kompleksleri olmayan bir grup olduklarından, AsiKeçi üyeleri ve diğer katılımcılar tarafından etkinlik öncesinde gerçekleştirilen forum ve toplantılara katılım sağlamamaları yadırganmamıştır. Ne yerel yönetimden, ne sivil toplum örgütlerinden ne
de sivil destekçilerimizden hiç kimse, bu yerleşik gri şehrin kaçak sığınak katlarında işleyen sokak sanatçılarına “Gelin projenizi tartışalım”demek gafletinde bulunmamıştır.
Etkinlik tarihinin yaklaşması ile birlikte Avareler uygulama olanaklarının değerlendirildiği son toplantılara etkin olarak dahil olmuşlardır. Kuğulupark’ta atıl durumda bulunan Gezi Duvarı’na Gezi Direnişi’ni simgeleyen işlerini yapmaları konusu da bu son toplantılarda gündeme gelmiştir. O noktada tartışmalara katılan hiç kimse duvarın “dokunulmaz” olduğu kanaatinde olmadığından hatta duvar bir “temas” noktası olarak benimsendiğinden, resmin yapılmasında bir sakınca görülmemiştir.

Avareler’in duvara koydukları iş ve temas ederken gösterdikleri cesaret gerçek anlamda bir sanatlı söyleyiştir aslında. Duvarı bir pentür yüzeyi olarak değerlendirmeyi seçmemiş olmaları ve onu adeta bir kara tahtaya dönüştürmeleriyle bize, “değişmekten, ilerlemekten ve inisiyatif almaktan korkmayın” demektedirler. Zaten etkinliğin tüm bileşenlerinden daha meşhur olan ancak yine de şöhrethevesi ile itham edilen Avareler, kolaylıkla kotarabilecekleri portreci bir pentür uygulamasıyla ana haber bültenlerine dahi çıkarabilecekken bunu yapmamışlardır. Bunun yerine geçmişte aldığımız yaraların kuru kabuklarını kaldırmayı seçmişlerdir.

Avareler’e yöneltilen bir diğer eleştiri sokak sanatçısının “belediyeden izinli”iş üretmesi meselesidir. AsiKeçi, Ankara Sanat ve Tasarım Günleri 2015 isimli etkinliğin Kuğulupark’ta gerçekleştirilecek olan kısmı için Çankaya Belediyesi’nden parkın kullanımı için gerekli olan izin, yaya trafiğinin engellenmemesi, çevreye rahatsızlık verilmemesi, parkın yapısal ve bitkisel dokusuna zarar verilmemesi ve herhangi
bir ticari kazanç sağlanmaması koşulu ile alınmıştır. Destekçi olarak ise Çankaya Belediyesi bu etkinlik çerçevesinde bir üst kurum değil aksine bir bileşendir. Belediyenin etkinliğe verdiği lojistik destek de“bağış”olarak algılanmamalıdır; belediye zaten kentliye ait olan ancak kendi yönetiminde bulunan kaynakları kentli için harcamıştır. Pek çok dünya kentinde sokak sanatı uygulamalarının, belediyelerin tartışmalı kentsel projeleri için bir müdahale alanı olarak değerlendirildiği ve “mutenalaştırma graffitisi” ya da“dönüşüm cilası”olarak eleştirildiği doğrudur. Ancak ne Çankaya Belediyesi ne de Kavaklıderem Derneği benzer örtük hedeflere sahip olmakla itham edilemez. Öncelikle Çankaya Belediyesi Avareler’e

bir çağrı yapmış değildir. AsiKeçi’nin düzenlediği sanat etkinliğinde uygulanan işlerin içeriği ile ilgili hiçbir müdahalesi de olmamıştır. Kuğulupark zaten kentin“elit”diye yaftalanan bir bölgesidir. Bu bölgede Kuğulupark duvarında bir Avareler resmi olmadan da emlak değerleri yüksektir. Çankaya Belediyesi’nin bu bölgede bir dönüşüm hedefi yoktur. Tunalı Hilmi Caddesi ve dolaylarının eskiden olduğu gibi kültür ve sanat bağlamlarında bir buluşma noktası olması hayali ise tamamen sivil inisiyatife aittir.

Nitekim 23-30 Mayıs tarihlerinde sivil inisiyatif sokağa çıkmıştır. Esnaf, sivil toplum, yerel yönetim, bağımsız sanatçı ve tasarımcılar ile yoldan geçen insanlar bir araya gelmiş ve yapılan tüm işler Ankara’nın Ölüdoğası’nı tartışmaya açmak konusunda başarılı olmuşlardır. Avareler ise ölü duvarı diriltmişlerdir.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış