Sergiler: Ocak ayında Ankara konserleri en çok siyasi yönüyle konuşuldu. Protokolün ağırlıklı olduğu yerlerde siyaset sanatın önüne geçiyor çoğu zaman. Ama ajandanın sayfalarına konserlerin sanatsal yönü not edilecek elbette. CSO’nun yeni yıldaki ilk konseri 11 Ocak akşamı gerçekleşti. Yeni yıl konserinden sonra daha ağır bir program seçilmişti. Konser Ulvi Cemal Erkin’in son eseri olan ve 1967 yılında TRT’nin siparişi üzerine bestelenen “Senfonik Bölüm” ile başladı.
Erkin’in 1969 yılında bestelediği eserin ilk seslendirilişi 8 Ekim 1976 tarihinde CSO tarafından yapılmış. Birbirine bağlanan iki bölümden oluşan bu eseri CSO yaylıların yerinde ve uyumlu tonlamaları içerisinde tamamladı. Arp sololarının da bulunduğu eserde CSO’nun arp grup şefi Çağatay Akyol’a adaşı Çağatay Elitok da destek verdi. Konserin ilk bölümünün ikinci eseri Ahmet Adnan Saygun’un “İnsan Üzerine Deyişler”i oldu. Saygun’un son bestelerinden biri olan, şan ve orkestra için yazılmış bu eseri CSO ile birlikte mezzo soprano Ferda Yetişer seslendirdi. Kimi sözlerin tam anlaşılamamasına ve orkestra Yetişer’in sesini zaman zaman bastırmasına rağmen başarılı bir seslendirme gerçekleştirildi. Konserin ikinci bölümünde ise hüzün tonu ağır basan eserlere yer verilmişti. İlk eser Gustav Mahler’in “Ölü Çocuk Şarkıları” idi. Mahler’in 1901- 1904 yılları arasında bestelemiş olduğu eserin hikâyesi oldukça hazin. Alman şair Friedrich Rückert, iki küçük çocuğunu salgın hastalık nedeniyle kaybettikten sonra onların ardından bir dizi şiir yazmış. Rückert hayattayken bu şiirlerin yayınlanmasını istememiş ancak ölümünden sonra Gustav Mahler bu şiirlerden beşini bestelemiş.
“Ölü Çocuk Şarkıları”nı çalışmalarını halen İstanbul Devlet Opera Balesi’nde solist sanatçı olarak sürdüren Caner Akgün’den dinledik. CSO’nun özellikle yaylılarda yakaladığı uyum çok iyiydi. Caner Akgün dizelerin yoğun duygusunu hem sesine ve yorumuna, hem de mimiklerine çok başarılı biçimde yansıtarak eserin bütün etkisini izleyiciye geçirdi. Bu duygulu eseri Cemi’i Can Deliorman yönetimindeki orkestra da çok iyi seslendirdi. Eserler arasında tematik uyumun da gözetildiği akşamın son eseri, Sergey Rachmaninov’un İsviçreli ressam Arnold Böcklin’in “Ölüler Adası” resminden yola çıkarak bestelediği 1907 tarihli “Ölüler Adası” bestesiydi. Eser şef Cemi’i Can Deliorman yönetiminde tüm tematik nüanslar ortaya çıkacak şekilde, başarıyla seslendirildi.
Sezonun bugüne kadarki en iyi konserlerinden birini dinlemenin mutluluğuyla ayrıldık salondan. 12 Ocak akşamı CerModern’in konser salonu İsrailli besteci, perküsyon ve ud sanatçısı Yinon Muallem’i ve beşlisini ağırladı. Muallem’e piyanoda Orel Oshrat, vokalde Sivan Oshrat,vurmalılarda Maayan Doari ile kontrbasta Meni Welt eşlik etti ve grup son çalışmaları olan “Back Home” projesinden Desert Song, Hicaz Sirto, Antalya gibi besteleri seslendirdi. Konserde özellikle piyano, ud ve vurmalılar güzel bir uyum içinde tınladı. Grubun genç basçısı Maayan Doari sololarda harika bir performans sergiledi. Yinon Muallem’in bis parçası olarak Diyarbakır türküsü “Fincanın Etrafı Yeşil”i seçmesi ve grubun içtenlikli yorumu dinleyiciden tam not aldı. 18 Ocak akşamı Fazıl Say Truva Sonatı ve İzmir Süiti bestelerinin prömiyeri için Ankara’daydı.
Congressium’da gerçekleşen konser Fazıl Say’ın sevilen eseri Kara Toprak ile açıldı. Programın ikinci parçası Say’ın, Çanakkale Belediyesi'nin Truva Yılı kapsamında sipariş ettiği ve ilk seslendirilişi Ağustos ayında Çanakkale'de gerçekleştirilen 10 bölümlük “Truva Sonatı” idi. “Ozan Anlatıyor, Homeros”, “Ege Rüzgârları”,“Troya Kahramanları”, “Sparta”, “Helen, Aşk”, “Troya”, “Aşil”, “Savaş”, “Truva Atı” ve “Sonsöz” başlıklı bölümlerden oluşuyordu. Sunucu ve yazar Yekta Kopan da Fazıl Say ile eser üzerine bir mini söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide Yekta Kopan’ın sorusu üzerine “Truva mı, Troya mı?” çelişkisi de konuşuldu.
Fazıl Say bu mitolojik destanı simgeleyen Truva atı nedeniyle eserin adını Truva Sonatı olarak belirlediğini açıkladı. Doğrusu benim de anlayamadığım konulardan biriydi Çanakkale’de geçen bu destanın Troya olarak anılmaya başlanması. Başrolünü Brad Pitt’in oynadığı 2004 yapımı Troya filminin bunda payı olsa gerek diye düşünüyorum. Eseri çalmaya başlamadan önce Fazıl Say, eserin ana temaları olan ve eserin içinde pek çok defa duyulan Helen’in yumuşak aşk ve tedirginlik temasını, Agamemnon’un biraz daha karanlık üslupla resmedilen tınıları ve karakterlerin kaçamadığı kaderi belirten notaları çalarak açıkladı. Fiziksel güç de gerektiren sonat temalar bakımından zengin ve güçlüydü. Özellikle zalim, ölümcül, çevik ve güçlü Aşil’i anlatan bölümde Aşil’in öfkesini hissetmek mümkündü. “Truva Atı” bölümünde atın yürütülüp kapıdan içeri sokuluşunu notalardan ayırt edebildik.
Sonatta Fazıl Say Truva savaşının olaylarını, mitolojik kahramanlarını, savaş ve aşk, güç ve cesaret gibi çatışmaları müzikle başarılı bir biçimde anlattı. Özellikle Homeros, Ege Rüzgârları, Aşil ve Truva Atı bölümleri etkileyiciydi. Perdeye yansıtılan ekranda Mustafa Toygun Özdemir’in çizimleriyle eser görsellik de kazandı ve seyirci açısından bölümleri takip etmeye yardımcı oldu. İzmir Süiti eserinde ise Fazıl Say İzmir'in Dağları marşını temel almış. Eser “Körfez Dalgaları”, “Brahms İzmir’de”, “Kordon’da Sessiz Sabah”, “Chopin İzmir’de”, “Urla Şiiri”, “Rachmaninov İzmir’de” ve “Final Caz – Zeybek” başlıklarını taşıyan yedi bölümden oluşuyordu. Fazıl Say, suiti bestelerken “İzmir Marşı'nı bu üç besteci nasıl yorumlardı?” sorusunun cevabını aramış, üç bestecinin gözünden, onların üslubunca İzmiri anlatmış.
Sanatçı konseri kızı doğduğu zaman bestelediği Kumru baladını biste seslendirerek noktaladı. 25 Ocak’ta Antonio Pirolli yönetimindeki CSO konserinde barok eserlere ağırlık verilmişti. Programın ilk eseri olarak seslendirilen Vivaldi’nin re minör gitar konçertosunda oda orkestrası düzeninde sahne alan yaylılara gitarda Ayşegül Koca, lavtada Cem Çeliksırt ve klavsende Burak Basmacıoğlu eşlik etti. Alkışlar üzerine Ayşegül Koca bis olarak Avusturyalı besteci Johann Kaspar Mertz’in “An Malvina” adlı eserini, geçtiğimiz günlerde bir trafik kazasında yitirdiklerini belirttiği ve genç yaşta ölümüyle gitar dünyasını yasa boğan arkadaşı Sabrina Vlaskaliç anısına seslendirdi. İlk bölümün ikinci eseri olan Bach’ın Brandenburg Konçertosu’nda solist olarak flütte usta sanatçı Günay Yetiz, kemanda Özgür Baskın ve klavsende Burak Basmacıoğlu orkestraya eşlik etti. Sanatçılar eserin virtüöziteye yer veren ve zaman zaman klavsenli bir trioya dönüşen bölümlerini başarıyla seslendirdiler. Konserin ikinci bölümünde Ottorino Respighi’nin “Antik Dans ve Aryalar Süiti” ile Edvard Grieg’nin Holdberg Süiti orkestranın yaylı grupları tarafından başarıyla seslendirildi. Orkestra, esasında lavta ve barok gitar için yazılmış “Antik Dans ve Aryalar Süiti”nin melankolik havasını çok iyi yansıttı.
Bir geçiş dönemi eseri olan Holdberg Süiti’nde ise İbrahim Aydoğdu şefliğindeki viyolonsel grubu ile Artemis Sis Balkız şefliğindeki viyola grubu çok başarılı ve etkileyici bir yorum ortaya koydular. Bu başarılı icra karşılığında şef Antonio Pirolli de grup şeflerini sahnenin önüne çıkarıp alkışlattı. Yeni yılın bir diğer iyi konserini dinlemiş olduk böylece. Bilkent Senfoni Orkestrası ise, verdiği dönem arasının ardından orkestra konserleri ve Bilkent Müzik Günleri etkinlikleri ile devam ediyor. Bilkent Müzik Günleri kapsamında 20 Şubat’ta “19. yüzyıldan 20. yüzyıla Yolculuk” temalı konser var. Konserde Bosphorus Trio ve Agora Piyanolu Dörtlü tarafından Dvorak, Turina, Mahler ve Schinittke’nin eserleri seslendirilecek. 27 Şubat akşamı ise Bilkent Gençlik Senfoni Orkestrası, şef Rustam Rahmedov yönetiminde sahne alacak. 13 Mart’ta Trio Dada ve Jerfi Aji, Çağdaş Özkan, Alican Öztan üçlüsünden Peterson, Schmitt, Stravinsky eserleri dinlenecek.
20 Mart’ta Duo BalKan ve Olten Quartet Gershwin, Antheil, Kapustin, Shostakovich ve Erkin’den seçme eserler seslendirecekler. 25 Şubat akşamı Gürer Aykal yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası konserinde yetenekli ve çok başarılı genç solistler Elvin Hoxha Ganiyev (keman) ile Emre Yavuz’u (piyano) peş peşe dinledik. Elvin Hoxha Ganiyev, Ernest Chausson’un lirik, ezgisel bestesi Poéme’i başarıyla yorumladı. Ganiyev’in ardından sahne alan Emre Yavuz da orkestra ile birlikte Rachmaninov’un Paganini’nin Bir Teması üzerine Rapsodisi’ni yetkin bir yorumla seslendirdi. Konserin ikinci bölümünde orkestradan Brahms’ın ikinci senfonisini dinledik. 8 Mart akşamı BSO’da “Dünya Kadınlar Günü” temalı konser seslendirildi. Günün anlam ve önemini ortaya koyacak bir program seçilmişti. Konserin ilk parçası 1800’lü yıllarda bestecilik kariyerini sürdürmüş çok az sayıda kadın sanatçıdan biri olan Alman Romantik Dönem bestecisi Emilie Mayer’in yoğun bir lirizm içeren Faust uvertürü idi.
İbrahim Yazıcı yönetimindeki BSO da bu eseri tınısal derinliğini ortaya çıkaran bir yorunla çaldı. İlk bölümün ikinci parçası olarak Aaron Copland’in Klarnet Konçertosu seçilmişti. “Swing’in Kralı” lakabıyla bilinen Amerikalı caz müzisyeni Benny Goodman’ın siparişiyle bestelenmiş, lirizmden müthiş bir kadansla caza bağlanan bu eseri klarnet sanatçısı David Orlowsy, özellikle sololarda tüm virtüözitesini ortaya koyacak parlaklıkta bir yorumla seslendirdi. Konserin ikinci bölümünde yıllarca Devlet Çoksesli Korosu şefi, orkestra şefi, piyanist olarak izlediğimiz İbrahim Yazıcı’nın BSO siparişi ile bestelediği “Kadın(ım)” adlı orkestra eserinin ilk seslendirilişine tanık olduk. Eserde solist-anlatıcı Selen Öztürk, Şirin Aktemur'un yazdığı metni seslendirdi. On bölümden oluşan bu eserde İbrahim Yazıcı, kimi bölümlerde piyanonun başına geçerek eseri yönetti. Eserin orkestra müzikleri güçlü ve dengeliydi.
Selen Öztürk’ün güçlü vurgularıyla seslendirilen metin ise; Adem ile Havva anlatısından başlayarak kadın-erkek ilişkisi, kadınla erkeğin giderek birbirine yabancılaşması, yalnızlığı, evlilik, kadının eşitlik mücadelesi, erkeğin mülk edinme hırsı gibi temalar üzerinden ilerledi. Orta Çağ karanlığı ve Jeane d'Arc'tan başlayıp Fransız Devrimini simgeleyen Delacroix tablosuna kadar özgürlük mücadelesine atıf yapan final bölümü ise metnin en etkileyici bölümü idi. Yoğun alkışlar üzerine final bölümü sanatçılar tarafından bis olarak tekrar seslendirildi.
Yorumlar (0)