Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Bir Ankara Sembolü: Mülkiyeliler Birliği Lokali

Mülkiyeliler Birliği, yüzü iki ayrı sokağa bakan, ortasında şirin ve yeşil bir bahçe barındıran bir Cumhuriyet dönemi mimarisi...

Bir Ankara Sembolü: Mülkiyeliler Birliği Lokali

“Bundan tam 44 yıl önce 27 Ekim 1967’de o zamanlar Birliğim işletmesini yapan Medet Enişte’nin sayesinde Mülkiyeliler Birliği’nde çalışmaya başladım. Konur Sokak’ta binası ve küçük bir bahçesi vardı. İki yıl önce Adakale Sokak’tan taşınmışlardı…… Bir gün oyun salonunun garsonu işe gelmeyince kahve yapmayı bile bilmezken birden ocakçı ve garson oldum . O gün bugün tam 44 yıldır buradayım….” diyor Tuncay Omurca Mülkiyeliler Birliği Dergisi “Gündem”de. Konur Sokak’tan Selanik Caddesi’ne geçiş ise Ayhan Açıkalın’ın başkanlığında yaşanır. Tanıdık ve dostlardan da bağışlar toplanarak şu anda Selanik Caddesi’ndeki bina satın alınmış. Bugün Yüksel Caddesi ile Selanik Caddesi’nin köşesindeki duruşu Ankara’nın sanat, sosyal, politik ve gençlik yaşamının tanığı şeklinde dimdik ayakta. Önünde nice gösterilere ve yürüyüşlere tanıklık yaptı. Dili olmasa da duruşu bir tarih aslında. Aslında Mülkiye Mezunları’nın Derneği olarak hayata başlayan kuruluş, vakıf ve dernek çatısı altında sıradan bir mezunlar derneği konumundan sıyrılıp yıllar içinde şehrin sanat ve politika odağı haline gelmiş. Bürokratların, politikacıların, yazarların, ressamların Kızılay’a yolları düştüğünde ilk uğrak yeri olmuş. Ankara’ya yolu düşen her Mülkiyeli ve Mülkiyeli arkadaşı olan her birey için buluşma noktası Mülkiyeliler Birliği. Hafif gizlenmiş ama içerideki koyu sohbetlerin dışarıdan izlenebildiği yeşil bahçesi ise belli ki anılara ev sahipliği yapmış. 1984’den beri Mülkiyeliler Birliği Derneği üyesi olan Osman Cabbar ile demli bir çay eşliğinde sohbet ettik. 2009 yılında binaların yıkılmasıyla ilgili çalışmalar başladığında şu andaki yönetim ekibi ile birlikte yıkılmaması için uğraş vermişler. Bu uğraşları onları yönetime taşımış. Şu andaki yönetimin hem bina restorasyonunda hem de uygulamada yenilikler planladığını ve bazılarını hayata geçirdiğini anlatıyor Osman Bey. Eskiden yalnızca üyelerin ve üye kartı olanların girebildiği bir işletme olan dernek binası yönetimlerle birlikte kabuk da değiştiriyor belli ki. “Yönetimin hedefi eğitimli ve duyarlı meslek insanlarına kapısını açan bir şehir kulübü olmak. Öğrencilerin gelmesini teşvik ediyoruz. Mülkiye tarihinde bugüne dek hiç olmadığı kadar öğrenci geliyor artık” diyor Osman Bey.

Yalnızca bir mezunlar derneği değil, öğrenci burslarıyla, yaşlı üyelere destekleriyle farklı dernek ve kuruluşlarla birlikte yürütülen etkinliklerle toplumsal ve siyasi duyarlılık yarattıklarını ifade ediyor. “Bahçe içinde 1930’larda yapılan ve daha önce otel olarak kullanılan diğer binayı aslına uygun restore ederek kullanmayı düşünüyoruz. Sanatsal ve kültürel etkinlikler için bir mekan oluşturacağız. Şu anda birinci katından başlayabildik, mali kaynak yarattığımızda diğer katları yapacağız. Gençlerle çalışmalar yürütüyoruz, destek veriyoruz projelerine. Öyle ki fakülte ile bağı hiç kopmayan bir oluşum bu. Düşünsenize yönetim kurulu üyelerinden birisi mutlaka bir öğretim üyesi olmak zorunda. Etkinliklerin çoğunda okulla işbirliği vardır. Gençleri önemsiyoruz çünkü. Bugünün gençliğinin duyarsız olduğu düşüncesine katılmıyorum pek. Bizim fakültemizin çok sayıda öğrenci toplulukları var, üstelik 25-26 tanesi de çok aktif bu toplulukların derken gençlerle çalışıyor olmaktan yaşadığı mutluluğu görüyorum yüzünde Osman Bey’ in. Aynı şekilde Mülkiyeliler Birliği içinde olmaktan duyduğu gururu da hissettiriyor.

Mülkiyeliler Birliği, yüzü iki ayrı sokağa bakan, ortasında şirin ve yeşil bir bahçe barındıran bir Cumhuriyet dönemi mimarisi. Çarpık şehirleşmeye inat, çevresindeki beton yığınlarının arasında nefes alınabilen bir vaha sanki! İçindeki kafe-pastahanesi ve restoranı ile gerçekten de bir şehir lokali görünümünde. Sigara yasağı öncesi kışın dumanaltı yaşanırdı hararetli yemek sohbetleri; bugün de farklı değil. Kızılay’da buluşma denince Mülkiyeliler ve bilenler için hala ilk akla gelen yer. Müjdat Gezen ile “Sanat, Siyaset ve Mizah” söyleşisinden “İnek Bayramı Otlak Saati” kokteyline kadar; “Öfke Kontrolü” konferansından “Tarih Yağması” sunumuna kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapan Mülkiyeliler Birliği, mezunlar derneği olmanın çok ötesine taşınmış durumda. Darısı nice Mülkiyeliler Birliği oluşumlarına…

 

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış