Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Datçayı Savunmaktan Vazgeçmiyoruz

Datça Kent Savunması ve MUÇEP Datça Meclisi, Kargı Koyunun Özelleştirilmesi, Kıyıların Kiralanması ve İşgal Edilmesine Karşı Datçayı Savunmaya Kararlı…

Datçayı Savunmaktan Vazgeçmiyoruz

Hem Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi ve hem de Datça Kent Savunması, Datça Kıyılarına müşterek varlıklarımıza özelleştirme, kiralama vb. yoluyla yapılan saldırılara kararlılıkla karşı duruyor...

Muğla Çevre Platformu Datça Meclisi yaptığı son açıklamayla

Cumhurbaşkanlığına ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptığı itirazları mahkeme yoluyla da çoğalttı. MUÇEP Datça Meclisi, Datça AKP ve MHP İlçe Başkanlıkları tarafından hemen hemen eş zamanlı olarak benzer mahiyette yapılan yanıltmacalarla dolu açıklamalara karşı hazırladığı cevabi açıklamayla müşterek yaşam alanlarımızın birilerinin yararına özelleştirilemeyeceğini tekrarladı:

Datça Kamuoyuna ve Basına 09.05.21

Cuma günü yanıt verdiğimiz Datça AKP İlçe Örgütünü temsilen yapılan Kargı Koyuna dönük imar planları ile ilgili yanıltıcı açıklamaların yapılmasından birkaç saat sonra bu kez Datça MHP İlçe Başkanlığından benzer bir açıklama geldi. Her iki açıklamanın da aynı gün aynı saatlerde, sözde düzeltme iddiasıyla aynı dil ve mahiyette sunulması, bu açıklamaların sanki aynı merkezden yapıldığının işaretlerini vermektedir!

MHP İlçe Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada Özelleştirme İdaresi tarafından yapılan ve Cumhurbaşkanı kararıyla onaylanan planların, yürürlükte sayılan planlarla uyumlu olduğu, belediyelerle koordinasyon içinde hazırlandığı iddia edilmektedir. Hazine mülkiyetinde bulunan parseldeki otel yapı alanının küçültüldüğünden bahsedilmekte ama günübirlik alanındaki (ve içinde yer alması mümkün yapı alanındaki) büyümenin önemsizleştirilmeye çalışıldığı gözlenmektedir.

Yapılan her iki açıklamadaki ortak yan: Datça'da hazineye yani hepimize ait bakir doğal alanlarımızın özelleştirilerek, hepimizin kayıpları pahasına birilerinin daha çok kazanmasına yol açılacağının gizlenmeye çalışılması ya da bunun farkında bile olunmamasıdır. Özelleştirme, hepimize ait olanın, doğal ortak varlıklarımızın özel mülkiyete geçirilmesi, piyasada alınıp satılan bir mala dönüştürülmesidir. Üstelik bu özelleştirme, haraç-mezat satma biçiminde gerçekleştiğini bildiğimiz, somut olarak halkın geniş kesimleri aleyhine işleyen hukuksuzluk örneklerinin bir yenisi olacaktır.

Nitekim AKP ve MHP dışında istisnasız hemen her siyasi parti ve toplumsal kesim temsilcisi, "özelleştirme" ile amaçlanan yağma ve talana karşı çıktıklarını, itiraz eden Datçalıların yanında olduklarını sürecin en başından beri açıklıkla belirtmiştir. Geniş bir toplumsal karşı çıkışa yol açan uygulamanın asıl önemli yönü: özelleştirmenin müşterek yaşam alanlarımıza verdiği kayıp ve zarardır. Müştereklerimize, yaşam alanlarımıza yapılan bu saldırılar karşısında Datça'yı savunmaktan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmayı zorunlu görüyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Datça Kent Savunmasından da çağrı var

Datça Kent Savunmasının change.org/datcayisavunuyoruz adresinde kıyılarının yağma ve talana kurban edilmemesi için yapılan etkinlikleri ve çalışmaları anlatan mesajını ve imza kampanyalarına katılım için çağrıları da aşağıda yer almaktadır:

Müşterek yaşam alanlarımızın ve varlıklarımızın özel mülkiyet konusu yapılmasına ve doğanın alınıp satılan bir mal olarak görülmesine karşı çıkan Datçalılar olarak irademizi duyurma ve dayanışma çağırımız devam ediyor. Herkesi, toplumsal, siyasi, hukuki bütün meşru yollarla başta Kargı Koyu olmak üzere doğamıza sahip çıkmaya davet ediyoruz! Dayanışma gösteren herkese teşekkür ediyor, birlikteliğimizle doğanın talanına yönelik saldırıları boşa düşüreceğimizi biliyoruz. Herkesi belki bir imza atarak, belki bir mesaj paylaşarak doğamızı, yaşam alanlarımızı savunmaya çağırıyoruz. Israrla, inatla ve umutla döşemeye çalıştığımız mücadele yolunda bugüne kadar attığımız adımlar şöyle;

- #DatçayıSavunuyoruz kampanyamızı ilan ettiğimiz 14 Nisan 2021 günü, pandemi koşullarına dair önlemler alınarak Cumhuriyet Meydanı'nda kalabalık bir basın açıklaması ile özelleştirme kararı protesto edildi. Alanda başlattığımız ıslak imza kampanyamıza ilk gün dayanışma gösterenlerin sayısı yaklaşık 700'u buldu. Change.Org kampanyası ise 16bini geçti.

- Protestomuzu Kargı'da 16 Nisan 2021'de tekrar bir basın açıklaması ile dile getirme isteğimiz Datça Kaymakamlığı tarafından yasaklanınca, basın açıklaması yapmak yerine Kargı'ya sahip çıkmak için Kargı'da buluşuldu. Bir grup yürüyüşçü, dağcı, yüzücü, bisikletli ve Datçalı Kargı'da bir araya gelip Kargı'nın önemi ve değeri üzerine paylaşımlarda bulundu.

- Kargı Koyu'nun özelleştirilmesi ile eşzamanlı olarak Güllükyolu Mevkiinin de kanuna aykırı kiraya verilmesi üzerine her 2 kıyı parçasında da ziyaretler ve etkinlikler gerçekleştirildi ve itiraz süresi geçmeden itiraz dilekçeleri yapılandırıldı. Hem ıslak imzalı hem de CİMER üzerinden kararların iptaline dönük itiraz yollarına dair ön hazırlıklar yapıldı ve duyuruldu.

- Islak imzalı dilekçelerin Datça Kaymakamlığı önünde buluşularak Cumhurbaşkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na toplu olarak ulaştırılması konusunda 26-27 ve 28 Nisan 2021'de çalışmalar yapıldı.

- Tüm bu süreçlerde sosyal medya hesaplarımızdan (Twitter, Facebook, Instagram) #DatçayıSavuyoruz etiketiyle özelleştirmeye, talana ve yağmaya karşı dayanışma çağrısı yaygınlaştırıldı.

- 5 Mayıs 2021'de Datça Demokrasi Platformu bileşenlerinden MUÇEP liderliğinde MUÇEP Derneği ve 50'ye yakın Muğla Çevre Platformu gönüllüsü tarafından Kargı imar planı değişikliği kararına karşı planı değişikliği kararına karşı Cumhurbaşkanlığı ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı aleyhine idari dava açıldı.

Şimdi mücadelemizin yeni bir aşamasındayız! Kıyılarımızın ve korunması gereken doğal alanlarımızın birkaç sermayedarın kazanç kapısı haline getirilmesi için imara açılmasını, özelleştirilmesini, satılmasını, kiralanmasını engellemek üzere kararlılıkla karşı duracağımızı basın açıklamalarımız, sosyal medya etkinliklerimiz, satılmak ve/veya kiralanmak istenen alanlarda yaptığımız toplantılar, ziyaretler, etkinlikler ve topladığımız itiraz dilekçeleri ve açtığımız dava ile göstermeye çalıştık.

Biliyoruz ki Rize İkizdere, Muğla İkizköy, Fethiye, Milas, Aydın, Çanakkale, Munzur, Hasankeyf, Sur, Seyfe, Fırtına ve daha niceleri de tıpkı Datça gibi ağır saldırılar altındaki mücadele alanları. Önümüzde uzun ve çetrefilli bir yol var. Ortaklaştırılması gereken bu mücadelenin kazanılması ancak her kesimin birlikteliği ile mümkün.

Birçok siyasi parti ve kitle örgütü temsilcisi başta olmak üzere, toplumun hemen her kesiminden gelen destek mesajları bu ortak mücadelemize güç kattı. Dayanışma gösteren herkese teşekkür ediyor, birlikteliğimizle doğanın talanına yönelik saldırıları boşa düşüreceğimizi biliyoruz. Herkesi belki bir imza atarak, belki bir mesaj paylaşarak doğamızı, yaşam alanlarımızı savunmaya çağırıyoruz. Dayanışmayla

Haber Aydın Bodur

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış