Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Yine bir kömür / kütürdedi sobada kayıp bir madencinin / kalbi rastgeldi / atıverdi sıcak odada / (S.Akın

Yine bir kömür / kütürdedi sobada kayıp bir madencinin / kalbi rastgeldi / atıverdi sıcak odada / (S.Akın

Telefonlar çalıyor, herkesin içi sıkılıyor... Can sıkıntısı tavan yapıyor, her telefonda bir yakınma var, her telefonda suçlama... Öfkenin adresi belli. “Katil” diyor biri, “hem de Seri Katil”. Haksızlık mı yapıyoruz diye bir kuşku kırıntısı var gibi içimde; gazeteye eğiliyorum, demecini okuyorum, zerre kadar kuşku kalmıyor... Öfkeleniyorum. Biraz da ağlamaklı bir öfke. Bol bol da aciz kalmanın o kahreden sıkıntısı içimde. Hani boğulur gibi. Boğulur gibi evet evet...

Yangında ölenlerin artan karbondioksitle boğulduğuna dair okuduklarım geliyor aklıma! Televizyondan duymuş, gazetelerden okumuşsunuzdur!?*# “… Kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok…

...

...

İngiltere’de 1862’de madende göçük 204 kişi ölmüş. 1866’da 361 kişi ölmüş 1894’de patlama 290 kişi ölmüş. Fransa’ya geliyorum 1906 dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası:1099. Daha yakın dönemlere geleyim diyorum, Japonya 1914’de: 687. Bakın Amerika. Teknolojisiyle her şeyiyle. 1907’de 361...”

Üniversitelerden Bilim İnsanları haykırıyor: ölümlü kazalar kader değildir, önlem alınırsa azaltılır. Türkiye yıllardır İLO’nun sözleşmelerini imzalamıyor. İLO sözleşmelerinde maden işletme kuralları için de alınacak önlemler belirtilmiş... Kazanın yaşandığı maden, Türkiye’deki kurallara gore denetimden geçmiş!? Enerji Bakanı daha 1-2 ay once, kasım kasım kasılarak güvenlik açısından örnek maden olarak gösteriyor, burayı... Çok değil 2 hafta once, meclisteki muhalefet partileri, topladığı bilgilerle, taşeronlaştırma nedeniyle Soma’da artan iş kazalarına dikkat çekiyor ve araştırma komisyonu kurulmasını istiyor.

AKP’lilerin cevabı hazır: “hayır“. İş’in sağlığı ile güvenliğini, İşçi’nin sağlığı ve güvenliğinden daha çok önemseyen kanununu çıkartan da aynı vekiller değil miydi? İLO’nun önlemlerini uygulmayan 2-3 ülkeden biri de Türkiye. Madenlerde artık zorunlu hale getirilmiş olan alternatif kaçış yolları yok, alternatif kaçış odaları yok hiçbir madende. Hedef maliyetleri azaltmak, işçinin değil, işin sağlığını öncelemek. Güvenlik olmazsa ölüm bu işin yapısında da, fıtratında olur tabi...

Başbakanın maden kazalarına dair dünyadan verdiği bütün örnekler, vahşi ilkel kapitalizm dönemine ait. Dünyada artık bu kadar ölümlü kaza, 1940’lardan sonra (neden 1940-50’lerden sonra sendikal ve sosyal haklarda adam akıllı iyileşme olmuş sormak lazım sosyalizm düşmanlarına da), 2-3 ülkeden başka yerde yok. O 2-3 ülkeden biri de Türkiye. İşletmenin ilk haklarını alan Park Holding’in patronu bile (kirli geçmişine rağmen), 140$’lık kömür çıkartma maliyetlerinin 40$’ların altına inemeyeceğini söyleyerek işletme hakkını bırakıyor...

 Günümüz rakamlarıyla 100 kişi çalıştırılan bir madeni düşünürsek, Türkiye’de 1 milyon ton kömür çıkarılırken, 7.5 işçi ölüyor... ABD’de 1 trilyon ton kömür çıkartılırken 2 işçi ölüyor. Yani, madenlerimizde ABD’den 360 kat fazla işçi ölüyor. Bir madende maliyet nasıl azaltılır, karlılık nasıl yükseltilir (bu arada yeni patronun yöneticileri ve ailelerinin bireyleri AKP ile sağlam ilişkileri sahip olduğu söyleniyor, zaten Türkiye’de sermaye biriktirmek için her zaman iktidardan nemalanmak gerekmiyor muydu?)… Tekrar elimdeki gazeteye göz atıyorum: Soma Holding’in iş bilir patronu, (çok değil 3-5 yıl önce) çıkardıkları kömürün tonunu 140$’dan 23$’a indirmekle övünüyor… Evet ya, fıtratında var cinayetler, katliamlar…

Fıtratında var, hele bir de hala vahşi kapitalizmi savunuyorsan…

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış