Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz

Cemal Süreya

Devlet 55 kilometre kadar Batı istikametine kayıyor

Devletin dev hareket alanı erken Cumhuriyet dönemi varlıklarını da tehdit altına alacak. Bir ihtimalle Ankara Şeker Fabrikası’nın tasfiyesi ve altındaki rantabl bir başka arazinin konut projesine dönüşmesini izleyeceğiz. Üstelik devletin konuşlandığı bu araziler ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasındaki hız yolunun çevresi yeni konut projeleriyle şenlenecek.

Devlet 55 kilometre kadar Batı istikametine kayıyor

 

İktidar partisinin Cumhuriyet kenti ve onun pratikleriyle kavgalı olduğu sır değil. Bu bağlamda belirli bir disiplin içinde pek çok aksiyon aldılar. Yıllara yayılan bu aksiyonların en can sıkıcı olanı Beştepe bölgesinin işgal edilmesiydi. Ankara’nın en yüksek tepesine Anıttepe’yi de gölgede bırakan ve kentin dinamiklerini tümüyle dönüştürmeyi amaçlayan dev bir kompleks kuruldu. O kompleks Fettullahçıların darbe girişiminin kent ölçeğinde araçsallaştırılmasıyla ayakları üzerine bastı. Millet Camii’yle sosyolojik bir koruma altına alındı. Artık Beştepe’deki Saray Anıtkabir’i yukarıdan görüyor. Bu bir Cumhuriyet dönemi hesaplaşması olarak kayda alındı.

Son 23 yılın kendine dair bir mimari projeksiyonu da var. Okullar, valilik ve kaymakamlıklar Selçuklu mimarisine atıflar yapan yeni bir inşa sürecine kalkıştı. Kentin işkenceleriyle meşhur Emniyet Müdürlüğü binası darbe girişimi gecesi hedef alınınca yine bu projeksiyon çerçevesinde değiştirildi. Bunun yanı sıra Opera bölgesine erken Cumhuriyet dönemi binalarından arındırılarak görkemli bir cami yapıldı. Kızılay kent merkezi Gezi Parkı direnişi döneminde yaşananlar nedeniyle riskli görünüyor. Zaman zaman cami tartışması yapılsa bile henüz bu cesareti gösterdiklerini görmedik. Çünkü Türkiye hali hazırda büyük fay hatlarının üzerinde oturuyor. Bir seçim daha kazanırlarsa Güvenpark içine bir cami yapılmasının gündeme geleceğinden şüphe yok. Ankara’nın ülkücü belediye başkanının bu konuda direnç göstermeyeceğini de öngörelim.

Geçtiğimiz dönemde Sıhhiye’de toplanan mahkemeler ilçelere dağıtılmıştı. Bu beraberinde Sıhhiye bölgesinin taşıt ve yaya trafiğini önemli ölçüde dağıtmıştı. Kentte iki stadyum yıkıldı. Cebeci İnönü Stadı tarihe gömülürken 19 Mayıs Spor Kompleksi’nin ulusal maçlar öncelikli şekilde yeniden inşa edildiği biliniyor. Kentin en büyük takımı Gençlerbirliği Etimesgut’taki Eryaman Stadyumu’na gidiyor. İki lig alttaki takım Ankaragücü aynı stadyumda maça çıkıyor.

Etimesgut bölgesi devletin yeni gözbebeği. Etimesgut’u Ümitköy’e bağlayan arazilerde bir Pentagon kuruluyor. Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay ve kuvvet komutanlıkları bu bölgeye geçecekler. Muhtemelen bu taşınmadan birkaç yıl sonra Kara Harp Okulu da Çankaya’nın ortasındaki son derece rantabl arazilerini kentin içinde ormana kavuşmak isteyen ve yüksek kulelerde prestij seven kent burjuvalarına bırakacak. Dışişleri Bakanlığı da aynı bölgede bir inşaata başladı. Diğer bakanlıklar da aynı bölgeye taşınacak. Zaten Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı uzun süredir o bölgede. Etimesgut bölgesine yeni bir şehir kuruluyor. Devlet bütün organlarını 55 kilometre kadar batı istikametine kaydırıyor.

Devletin belirli bir çalışma disiplini ve rantı kontrol mekanizması vardır. Bunun için bazen, şüphesiz düzen içi, bir sola gereksinim duyarlar. Buna benzer bir mekanizmayı yıllar önce Kadıköy’den ayrılan Ataşehir bölgesinde görmüştük. Ataşehir’den her genel seçimde önde çıkan AKP organizasyonu her yerel seçimi CHP’li adaya karşı kaybetmişti. Ancak kentin büyümesinin durdurulması şöyle dursun, bizzat buna destek olma eğiliminde olmuşlardı. Bugün Etimesgut’ta benzer bir eğilim ortaya çıkabilir. Hem Pentagon’un hem de bakanlık ve kurumların bölgeye taşındığı bir dönemde Etimesgut’u CHP’nin yönetmesi hizmetlerin daha iyi sağlanmasını sağlayabilir. Üstelik bu rantın bir kısmına CHP’yi ortak etmek oradan gelebilecek eleştirilerin kesilmesi açısından önem arz eder.

Erdoğan’ın Trump’la yaptığı sözleşme gereği Türk Hava Yolları’nın opsiyonlu şekilde aldığı 225 uçağın getirdiği heyecen Ankara bürokrasisinden gelen açıklamalarla doruğa çıkmıştı. Buna göre Esenboğa Havalimanı’na üç yeni pist yaptırılması öngörülüyordu. Bu öngörü Ankara’nın ihmal edilmiş dış hatlar terminalinin güçlenmesi, dahası kentin diğer dünya başkentlerinde olduğu kadar uçak ve turist karşılaması, değerlenmesi ve güçlenmesi anlamına geliyordu. Ancak geçtiğimiz ay yapılan bir başka açıklamada bu yatırımın Etimesgut’a kaydırıldığını anladık. Buna göre geçtiğimiz yılın ortasında yapılacak NATO zirvesi öncesinde Etimesgut Askeri Havalimanı’nın bir VIP havalimanına dönüştürüleceğini; yani devletin kendisi için bir havalimanı inşa edeceğini idrak ettik.

Devletin dev hareket alanı erken Cumhuriyet dönemi varlıklarını da tehdit altına alacak. Bir ihtimalle Ankara Şeker Fabrikası’nın tasfiyesi ve altındaki rantabl bir başka arazinin konut projesine dönüşmesini izleyeceğiz. Üstelik devletin konuşlandığı bu araziler ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı arasındaki hız yolunun çevresi yeni konut projeleriyle şenlenecek.

Kente hayırlı olsun diyelim.

Yorumlar (0)

Bu içerik ile henüz yorum yazılmamış