Bianet’te 26 Aralık 2013’te yer alan bir habere göre Galatasaray Hamamı’nda yaşanan bir olaya göre Ebru Kırancı adlı trans kadın mekâna alınmamıştır.* Mekâna alınmama gerekçesi olarak çeşitli bahaneler ileri sürülse de olay sonunda anlaşılmıştır ki, yaşananlar klasik bir ayırımcılık yüzündendir.
O zamanlar çeşitli internet platformlarında da konuya ilişkin tartışmalar baş göstermiş ve kimi insanlar hamamın özel bir işletme olduğunu, kendi ticari gelecekleri açısından ve diğer müşterilerin de mekâna uğramasının devam etmesi açısından kimin girip kimin giremeyeceğini tayin etme noktasında işletme sahiplerinin özgür olduğunu vurgulamışlardır.
Peki bu ve bunun gibi vakaları serbest piyasa ile açıklamak ne derece isabetli?
Bu zat-ı şahanelere şöyle haber başlıkları sunalım tepkileri ne olurdu? "Siyah bir kadın, kadınlar hamamına alınmadı", "Engelli bir kadın, kadınlar hamamına alınmadı."
Hadi onların dediği gibi bir işletme olsun; "insanları kategorize edip, almama özgürlüğü."
Niyet okuyuculuğu yapmak istiyorum, kusura bakılmasın; yani onların alacakları tavrı tahmin ederek şunu net bir şekilde söylemek mümkün; bu arkadaşlar bunun öyle bir ortamda basit bir özgür dünya söylemiyle açıklamasıyla çözüm getirilecek bir sorun olmadığını anlayacaklardır.
Konu trans kadınlar olunca işletmelere nedense müşteri seçme özgürlüğü tanınıyor. Neden dezavantajlı gruplar arasında bazı gruplar söylemde daha da dezavantajlı oluyor? O trans kadına, trans kadın olduğu için biri x hizmeti vermez, bir y işletme başka bir hizmeti vermez. Bunu çıkar yolu nedir acaba? Modern dünya söylemleri inşasında neden insan hakları değil de işletmelerden yana bir taraf tutma aşamasına gelinir?
Aslolan şu şekilde bir tutum olmamalı mıdır:
Sen mekânda uygunsuz bir davranış sergilediysen ancak o zaman bazı şeyler tartışılır ama bu tüm "evrendeki insanlar" için geçerlidir. Bir kişiyi bir kimlik özelliğini gerekçe göstererek çıkartırsan bu insan hakları açısından sorunlu bir eylemdir.
Sen müşteri kaçar diye siyahi bir kadını almayacak mısın, sen müşteri kaçar diye engelli bir kadını almayacak mısın? Bu ne çeşit "kapital tercih" biçimidir? Buna olsa olsa ayırımcılık, faşist tercihtir.
Yasalar da bizimle aynı yönde düşünüyormuş ki mahkeme sürecinde Ebru Kırancı’nın haklı olduğuna karar vermiş ve trans bir kadını hamama sokmayan işletmeciye ayırımcılık suçundan ceza vermiştir.
Avukat Eren Keskin o yıllarda basına yansıyan ifadelerinde şöyle demiştir: "Bence bu karar, bu konuda trans bireylere güven sağlayacak bir karar olacak. Yargıtay da bu kararı onarsa biraz daha rahat bir hayat yaşayabilirler". Haberin detaylarına baktığımızda görüyoruz ki olayın müsebbibi şahıs TCK 122. Maddesinde düzenlenen “ayrımcılık” suçundan 3 bin TL para cezasına çarptırılmıştır.
*https://bianet.org/kurdi/lgbti/152500-galatasaray-hamami-na- transfobi-baskini
“Yasalar da bizimle aynı yönde düşünüyormuş ki mahkeme sürecinde Ebru Kırancı’nın haklı olduğuna karar vermiş ve trans bir kadını hamama sokmayan işletmeciye ayrımcılık suçundan ceza vermiştir.”
Yorumlar (0)