Ebru Bebek Suriye'deki savaştan kaçarak Ankara’ya sığınan Halepli bir ailenin çocuğu olarak 2015’in son günlerinde, 20 Aralık'ta, Ankara’d,a naylon bir çadırda dünyaya geldi. Ve kısa yaşamı 36. gününde Dikmen Vadisi'ndeki aynı naylon çadırda sona erdi. Ebru bebeğin Ankara'nın -22 dereceye ulaşan soğuğuna dayanamadığı ve donarak öldüğü haberleri sonrası başta Ankara Valiliği olmak üzere sırasıyla Büyükşehir Belediyesi ve Çankaya Belediyesi bir dizi açıklama yaptı. Ebru Bebeğin neden öldüğüne dair farklı açıklamalar yer aldı gazetelerde. Konunun medyada yer alması ile nihayet Devletin dikkatini çeken Suriyeli mülteciler ise yardım alacaklarını düşünürken polis ve zabıta marifetiyle, Türk Kızılayı otobüslerine bindirilerek bir kez daha sürgün edildiler. Suriyeli mülteciler göz önünden kalkınca, konu gündemden düştü. Ama bizim için bir soru hala ortada cevap bekliyor. Ebru Bebeği kim öldürdü?
Ankara Valiliği: “Besinlerin soluk
borusuna kaçması sonucu öldü”
Ankara Valiliği, Ebru Bebeğin ölümünden iki gün sonra yaptığı açıklamada “Said Ailesi’nin bebekleri Ebru
Said olay yerine intikal eden 112 Acil Servis gцrevlileri tarafından ilk müdahale yapılarak hastaneye kaldırılmış ancak buradaki çabalar da yeterli olmamıştır.
Ebru Bebeğe yapılan otopsi sonucunda besinlerin soluk borusuna kaçması sonucu hayatını yitirdiği anlaşılmıştır.” dedi. Ankara Valiliğinin bu açıklaması ile yetinmeye razı olanlar haberin kalanını okumasalar da olur. Gerçeği merak edenler için cevaplar aşağıda.
Bebeğin Halası: “Soğuktan öldü!”
Ebru’nun Halası Haldiye ise Hürriyet Gazetesi muhabirine şu açıklamayı yapıyor: “Soba yaktığımız halde zaten soğuk oluyordu, soba zehirlenmesinden korktuğumuz için yatmadan önce sobayı söndürüyorduk. Hasan da sobayı söndürüyordu. Ebru yatarken üzeri açılmış ve soğuktan öldü. Yakacak odunu bile zor buluyoruz.”
Gerçek bununla da sınırlı değil. Her fırsatta ihtiyaçları için milyarlarca Dolar para harcamakla övündüğümüz Suriyeli mültecilerden Said Ailesinin bebeğinin TBMM'ye kuş uçuşu 2 km uzakta olan Dikmen Vadisi’nde derme-çatma bir naylon çadırda hayatını kaybetmesinin gerisinde süregiden bir sürgün hikayesi yatıyor.
Önce Önder Mahallesinden
Sürüldüler
Said ailesi Suriye’den kaçmak zorunda kaldıkları günden sonra birkaç kere yer değiştirmek zorunda kalır ve yaklaşık bir yıl once Önder Mahallesinde Saçak Sokak civarında yıkık dökük bir gecekonduya yerleşirler. Ailesinin ihtiyaçlarını Siteler’de gündelik işlerde çalışarak kazanan Hasan Said, eşi ve üç çocuğu ile düzenlerini tam kurmuşken 2015 Temmuz ayı sonunda polis, TOMA ve kepçelerle kapılarına dayanan Altındağ Belediyesi ekiplerince tüm mahalle ile birlikte kapının önüne konur. Ebru Bebeğin ölüm haberini içli satırlarla veren Hürriyet Gazetesi o günlerde bu yıkım ve sürgünü “Belediye ekipleri Suriyelilerin işgal ettikleri evlerden çıkmalarına yardımcı oldu” diye veriyordu.
Bu yıkımı yerinde izleyip görüntüleyen Aydın Bodur ve Erhan Muratoğlu ile beraber yaptığımız haberde, Solfasol'un Ağustos 2015 tarihli sayısında konuya şu satırlarla yer vermiştik:
"Yazın ortasında önce susuz ve elektriksiz kalan ardından evlerinden zorla çıkarılarak sokağa atılan binlerce Suriyeli bir yandan zar zor bir araya getirdikleri eşyalarını kurtarma derdine düşerken bir yandan da kalacak yeni bir yer arama telaşını yaşadılar."(Solfasol-Ağustos 2015)
Ramazanı ve Şeker Bayramını Belediyenin evlerini başlarına yıkmaya geleceğini düşünerek, diken üstünde geçiren mahalleli 1 Ağustos sabahı karşılarında 3 TOMA, yüzlerce polisle birlikte gelen belediye görevlilerini görünce diken üstünde bekleyiş bir drama dönüştü. Aynı gün sabah erkenden gelen ekipler tüm mahallenin sularını ve elektriklerini
kesti. Yazın ortasında önce susuz ve elektriksiz kalan ardından evlerinden zorla çıkarılarak sokağa atılan binlerce Suriyeli bir yandan zar zor bir araya getirdikleri eşyalarını kurtarma derdine düşerken bir yandan da kalacak yeni bir yer arama telaşını yaşadılar. Ellerinde çöp poşetleriyle evlere giren belediye görevlileri eşyaları kapı önüne bırakıp evlerde oturanları da zorla kapı önüne koydular. Hamile kadınlar, kundakta bebekler, hasta ve yaşlı Suriyeliler rant uğruna sokağa atıldılar. Zaten savaştan kaçmış ve silahtan, üniformalı her şeyden ziyadesiyle korkan Suriyeliler karşılarında gördükleri TOMA ve polislerden korkup, yıkıma karşı çıkamadılar. Yıkıma karşı durmaya çalışan esnaf ve mahalledeki gençler oldu. Polisin onları uzaklaştırması ise hiç zor olmadı!
Mahalleden sürülen Suriyeli ailelerin bazıları Uluslararası Af Örgütü ve Mülteci-Der tarafından İzmir’de Ege Denizini geçmek üzere can yeleği satın alırken tespit edilmişlerdi. Said Ailesi ise yaşam savaşına Ankara’da devam etmeye karar verdi.
Önder Mahallesinden Dikmen
Vadisine Göç...
Sağdan soldan topladıkları eşyalarını bile alamadan sokakta kalan Said Ailesi yıkım sonrası yakın çevrede iki katına fırlayan kira bedellerini karşılama olanağına sahip olmadıkları için mahalleden ayrılan bir grupla birlikte Dikmen Vadisine sığındı. Orada daha önce atık kağıt işçilerinden kalan bir naylon çadıra yerleştiler. Ailenin yeni geçim kaynağı atık kağıt işçiliği oldu. Önder Mahallesinde kiracısı oldukları evden işgalci denilerek, yasa dışı bir şekilde sürüldüklerinde annesi Soney Ebru’ya 4 aylık hamileydi. Ebru Bebek 20 Aralık’ta o çadırda dünyaya geldi, 26 Ocak 2016’da da aynı çadırda donarak yaşamını yitirdi.
Işte size Ebru Bebeğin 36 günlük kısa yaşamının bir yıllık hikayesi. Şimdi tekrar soralım:
Ebru Bebeği kim öldürdü?
Yorumlar (0)